Kırımda bir simit fırınını gösteren gravür
Kırım-Yalta-Dereköy'de bir simit fırını
(Fotolardan anlaşılıyor ki, Kırımda simit/gevrek formunda kalaş isimli hamurişi günlük hayatta yer bulmuş)
GEVREK SİMİT
İstanbulda simidi Eskişehir unundan Kumkapı fırınından diye satarlardı
bu satış şekli, bu reklam durup duruken çıkmamıştır herhalde diye düşünürdüm,
ancak Eskişehir simidinin meşhur olmasının sebebi unu sebebiyle değildir diye düşünüyordum, un undur yani, taki bu alttaki yazıyı okuyuncaya kadar aklımda bir soru olarak kalmıştı
Eskişehir simidinin özelliği ununda değil pişiriliş şeklindeymiş, anneme de sordum benzeri şeyleri anlattı, Eskişehirdeki simit fırınlarında taştan pekmek kazanı olurmuş ekmek hamurları bir sopaya dizilip sıcak pekmez kazanına bırakılıyormuş , fazla bekletmeden haşlayıp yine sopayla kazanın içinden topluyorlarmış , sonra üzerini susamlayıp fırına veriyorlarmış.
İlginç bir bilgi daha ortaya çıktı yazıda İzmir kumrusunun atababası da tatarların yaptığı simitmiş.
"Öncelikle gevreğin tarihçesinden bahsetmek gerek. 450 yıl önce Kırım
Değirmendağı mevkinden gelen Tatar Türklerinin İzmir'e yerleşmesiyle
birlikte gevrekte İzmir'e gelmiş oldu. Tatar Türkleri geleneksel yiyecekleri olan gevreği, İzmir'de daha büyük boyutta ve gene İzmir'de yetişen sultani üzümlerinden hazırladıkları şerbetle yapmaya başladılar. daha sonraları bu gıda maddesini sandviç şekline getirerek arasına peynir, domates ve biber koyarak kumru yapmaya başladılar. daha sonralarda ise, kumru Çeşme'de arasına sucuk, salam, sosis gibi maddeler konarak sıcak sandviç şeklinde üretilmeye başlandı.
Gevrek mi simit mi sorununa geldiğimizde ise, gevrekle simit farklı
şeylerdir. onun için
"- onun adı gevrek olur mu bilader siz salaksınız, koca Türkiye'de
herkes simit diyo, bi siz gevrek diyosunuz, bi siz mi biliyonuz herşeyi"
şeklindeki tartışmalar son derece yanlış ve gereksiz tartışmalardır.
farklı nesneler olmasının sebebi pişirilme esnasında ortaya
çıkmaktadır.
bizim gevrek dediğimiz nesne mayalı hamur, kızgın pekmez dolu
havuzlarda bir süre pişirildikten sonra üzeri susamlanır ve fırına verilerek tekrar
pişirilir. burada iki kez pişirme uygulanır ve bu sayede gevreğin çıtır
çıtır olması sağlanır. simit denen nesne de ise hamurun üzerine
sulandırılmış soğuk pekmez sürüldükten sonra üzeri susamlanır ve
ardından pişirilir. ayrıca gevrekle simidi yuvarlama işleminde de farklık
vardır. simit bükülerek yuvarlanırken, gevrek düz olarak yuvarlanır.
yani gevrekle simit arasındaki benzerlik, sadece şekil ve hammadde
benzerliğidir. yapılma teknikleri ve tatları tamamen birbirinden
farklıdır.
gevrekle simitin aynı şeyler olduğunu idda etmek imambayıldı ile
karnıyarığın aynı şey olduğunu idda etmekten bir farkı yoktur."
(internette böyle bir yazı dolanıyor, "değirmendağı gevrek tatar" yazıp google da aratırsanız bulursunuz, ancak 450 yıl öncesinden böyle bir bilgiyi süzüp almak zor gibime geliyor, bırakın gevreği 450 yıl önce tatarların değirmendağına yerleşmesiyle ilgili bilgiyi bile süzüp almak, bulmak zor iş, ancak ateş olmayan yerden duman çıkmaz, nesilden nesile ulaşmış bir bilgi olabilir.)