KIRIM VE NOGAY TATAR YEMEKLERİ

facebook sayfamız tıklayın/TATAR YEMEKLERİ OKYANUSU
Beğen


ANA SAYFA YENİ TARİFLER FACEBOOK İLE ETKİLEŞİMLİ OLARAK YAPILACAKTIR.YORUMLARINIZLA PAYLAŞIMLARINIZLA KATKIDA BULUNUN

TATAR AŞLARI, TATAR MUTFAĞI VE TATAR MUTFAK KÜLTÜRÜ HAKKINDA HER ŞEY

13 Şubat 2008 Çarşamba

tatmıyız nogaymı

fatma saylık ıle rorortaj

Hatırlar mısınız Ayserez Köyü’nde Nogaylar yaşar mıydı?
- Nogaylar hiç yoktu. Sadece Tatlar vardı. Kapuskol’da, Ayserez’ de hepsi Tatlardı. Çöl diyorlar. Çöl’e çıkınca Nogaylar vardı. Benim beyim Nogaydı. Beyim çöllüydü. Nogaylar:“Qayda ketesin, qaydan kelesin, aruvsun mu?” ,Tatlar da :”Yakşı mısın?” der. Sobaya “keçker”...
http://www.qirimtatar.info/wiki/Fatma_Sayl%C4%B1k

aruvsunmu dıyorsanız kırım nogayısınız yaksısınmı dıyorsanız kırım tatı

*****************************************************************

Konuştuğunuz kişinin söyleyiş özellikleri ve telaffuzu da çok önemlidir.
“cavun cava” şeklinde telaffuz eden br insanın soyu (y yerine c kullanan) büyük ihtimal Kırım’ın Kerç, Gözleve, Orkapı vb. gibi Çöl kesimlerinden gelmektedir.

www.kirimdernegi.org/istanbul/bahcesaray/pdf/Bahcesaray-35.pdf

yani cımırta-cımırtka,col,cılan, diyorsanız nogaysınız yumurta,yol,yılan diyorsanız tat

*****************************************************************

nogay yemekleri video 2

Adana Ceyhan tatarlarından dr.Fatih Karayandı tarafından youtube a

upload edilen KIPÇAKLAR KOPÇAKTA isimli 9 parçalık belgeselin

tatar yemekleri ile alakalı olan bölümüdür

TABAKBÖREK, ÇİBÖREK,KOBETE,KIYGAŞA,CIZMANAK (DIZMANA,KİRDE?) ,YALANKI,KAÇAMAK,NOGAYŞAY




KIPÇAKLAR KOPÇAKTA 9











nogaylarda beslenme 1

NOGAYLARDA BESLENME KÜLTÜRÜ

KIR PİDE YAPARKEN


Bir toplumun beslenme kültürü hayat şekliyle yakından bağlantılıdır. Hayat seklinin değişmesi, beslenme kültürünün de değişmesine neden olur.Bu bakımdan beslenmede göçebe ve yerleşik hayat biçiminde farklılıklar görülmekte, bu farklılık beslenme kültürüne de önemli ölçüde etki etmektedir. XVI. yüzyılda Nogaylar ile ilgili bilgi veren Jenkinson, onların beslenme sistemine de değinmiş ve eserinde bilgiler vermiş ve bazı değerlendirmelerde bulunmuştur. "Sahip oldukları büyük sayıdaki hayvanlar tek geçim ve zenginlik kaynaklarıdır. Genellikle at eti yerler ve kısrak sütü içerler. Mısırın varlığından haberleri yoktur. Ekmek yemezler. Hristiyanlarin tahıl tükettikleri ve tahıldan elde edilen içkileri içtikleri için güçsüz olduklarını, kendilerinin ise et ve süt ile beslendikleri için çok güçlü olduklarını savunurlar." Evliya Çelebi de yukarıdaki bilgileri doğrulamakta ve "Tatar kavmi ömürleri boyunca su içmek ve yemek (ekmek) yemek nedir bilmezler. Eğer ekmek yiyip, su içerlerse hemen o saat ölürler. Devamlı at sütü, deve sütü, boza ve talkan içerler" demektedir.

Evliya Çelebi, Nogaylar'ın hayvansal ürünleri imal etmeleri hususundaki ustalıklarına temas etmekte ve Nogay kavminin yüz kırk kabilesi Heyhat sahrasında konup göçerken yaptıkları yağı Taman adasında sattıklarını belirtmekte ve "Kalmuk Heyhat sahrasına ayak basınca Nogay kavmi darmadağın olmuş, yağın da İstanbul’daki fiyatı yükselmişti" şeklinde bir açıklamada bulunmaktadır.


Yemekler ve içecekler


Nogaylar’ın millî yemeklerinin benzerlerini Orta Asya, Volga Havzası ve Kuzey Kafkasya'daki topluluklarda da görmekteyiz. Besbarmak, şaşlık, kımız yoğurt ve ayran gibi Nogaylar’ın sevdiği yiyecek ve içeceklere Kuzey Kafkasya'da yasayan bir çok topluluğun da rağbet ettiği görülmektedir.

Genel olarak et ve süt ürünlerinin hakim olduğu Nogay mutfağında, uygun iklim şartları söz konusu olduğunda sebze ve çeşitli bahçe ürünleri bulunur ve bunlar da kullanılırdı. Tavrida Guberniya'sinda (Vilâyeti'nde) yasayan Nogaylar elma, armut, ve üzüme özel bir düşkünlük gösteriyorlar, vişne ve inciri panayır ve pazarlardan satın alıyorlardı. Karpuz ve kavunu ise kendileri yetiştiriyordu. Tükettikleri bitkiler arasında soğan, biber ve sarımsak da ön planda gelmekteydi.

Et türü yemekler hususunda şunları söylemek mümkündür: Nogaylar, Orta Asya’nın, İdil Bölgesinin Türk topluluklarında olduğu gibi at, deve, koyun, sığır, kümes ve av hayvanlarının etlerini yiyorlardı. Nogaylar yazın koyun eti, kisin ise daha çok at eti yemekteydiler. Kisin mevsim hastalıklarına iyi geldiği gerekçesiyle taze tay etine rağbet göstermekteydiler. Taydan elde edilen yağın ise mide hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. At etinden "qazı" denen bir çeşit sucuk yaptıkları gibi, bu kazıdan soğanlı yağda "quvırma" denen bir yemek de yapmaktaydılar. "Toltırma" da bir başka sucuk türüdür.

Genelde eti sulu olarak pişirirlerdi. Etin suyundan ise çorba yaparlardı. Kuzu etinden özellikle ilkbaharda "tabaq börek", "qazan börek" yaparlardı. Besbarmak da sevilen et yemeklerinden birisiydi. "Quvırdaq" ve bunun bir başka çeşidi olan "quvırma" da hoşlanılan et yemekleri arasındaydı. Çobanlar ise "kurleme" isimli yemeği yapmaktaydılar. Balığın bulunduğu bölgelerde de özellikle kızartılarak balık tüketilmekteydi. Ekmeğin rağbet gördüğü yüzyıllarda da yaşlı Nogaylar darıdan ekmek pişirirlerdi. Az gelirli olanlar ise darıdan "malay" (börek biçiminde ekmek ) üretirlerdi.

İçecek olarak Nogaylar’ın fazla su içmediklerini yukarıda belirtmiştik. Kımız, Nogaylar arasında önemli bir içecek olarak görülmektedir. Kımızın kuvvetlendirici bir içecek olduğu ve sağlığa yararlı bulunduğu seklinde bir inanca sahiptiler. Özellikle akciğer ve mide hastalıklarına karşı etkili bir ilaç olarak da kımızdan yararlanmaktaydılar, Sütü ise çiğ olarak içtikleri gibi, yoğurt, peynir ve ayran olarak da tüketmekteydiler. İnek ve koyun sütünden beyaz peynire benzeyen ve yaygın biçimde yenen "pıslaq"ı hazırlamaktaydılar.

Kışın sütün ve Kımızın bulunmadığı zamanlarda boza yapmaktaydılar. Düğünler ve törenler için çok miktarda boza yapılıyordu. Boza topluluk içinde törenlerde tüketilen içeceklerden biridir. Balboza ve şerbet de diğer içecek türleri arasında sayılabilir.

Nogaylar’ın içecekleri arasında Nogay çayının özel bir yeri vardır. Bu çay bir çok topluluğun beslenme kültüründe yer almaktadır. Bu çay bazı topluluklarda Kalmuk çayı olarak da isimlendirilmektedir. Türkiye'ye göç etmiş Nogay Türkleri'nin beslenmelerinde hâlâ Nogay çayının önemli bir yeri olduğu müşahade edilmektedir.


Mutfak Araçları ve Yemeğin servisi


Yemeği genellikle kazanda pişirirlerdi. Bir kaç çeşit kazana rastlanmaktadır (Kulaklı kazan gibi). Kap-kacaklarin çoğu tahtadandı. Bazılarını ise kamıştan yapıyorlardı. Saba, tulıq, torsıq ve artpaq dedikleri torba ve tulumlar ise deriden yapılıyordu. bazı sütlü yiyecek ve içecekleri kurutulmuş kabaktan yapılan kaselerde yemekteydiler. Mutfak malzemesi yapan ustalara "agaş usta" adı verilmektedir

Yemek, üyken üyde (büyük evde) yenilirdi. yemeği dağıtmak için büyük kaşığı kullanma, kadının evdeki üstünlüğünün sembolüydü. Bunu yalnız yaşlı kadın, onun bulunmadığı hallerde en yakın yardımcısı yapardı. Yemek bazen sırayla yenirdi. Bazı kereler ise ayni anda, ama gruplar halinde yenmekteydi. Böyle bir gruplaşmada yaş grupları gözönüne alınırdı. Yaşlılar birarada bulunurlar, aile reisinin karisi da onlarla birlikte sofrada yer alırdı. Bu sofrada ki oturma düzeninin en orunlu (üstün) yerini teşkil ederdi. yemeği dört ayaklı, ayakları kısa masalarda yerlerdi. Eğer misafir gelirse, gençler sofradan çekilirler, yerlerini misafire bırakırlardı. yaşlı erkek ve kadınlar misafirlerle birlikte yemeğe devam ederlerdi.

Nogaylar özel günlere büyük önem vermişler ve kutlama günlerini de birlik ve beraberlik duygusuyla geçirmişlerdir. Nevruz bayramına büyük önem vermişlerdir. Bu bayramlarda kazanlarda koyun ve at eti pişirilirdi. Nogaylar’ın bir kısmı Nevruz bayramında evlerinde yemek yapmazlar, köy kenarına çıkarak sadece getirdikleri sütü içerlerdi. Köyün bütün gençleri ve yaşlıları köyün kenarında toplanırlar, inekleri ve kısrakları, develeri sağıp çevrelerindekilere süt dağıtırlar ve birbirlerine sütle saygı gösterisi yaparlardı. Bu bayram yemeği en yaşlı kişinin duası ile başlatılır, sütü alan kişi süt taşını iki eliyle tutarak güneşe bakar ve yere sıcaklığını versin, vaktinden önce kavurtmasın diye de dua ederdi. Sonra bir kaç süt damlasını yere damlatır, sütten biraz içip çevresindekilere dağıtırdı.


Sonuç

Nogaylar’ın yemek kültürü genel olarak Türk beslenme sistemi ile uyum içinde gelişme göstermiştir. Başlangıçta hayvanî maddelerden yararlanarak yiyecek üretilirken, daha sonraları başka malzemeler de yemek kültürü içinde yer almıştır. Onlar farklı bölgelere göç ettiklerinde o bölgelerin yemeklerini kendi yemek kültürleri içine aldıkları gibi, kendi yemeklerini de değişik toplulukların yemek kültürlerine aktarmışlardır.


--------------------------------------------------------------------------------

Ayşe Baysal v.d, Türk Mutfağından Örnekler (Ankara, 1993), s.1.

Anthony Jenkinson, Early Voyage and Travels to Russia and Persia, edited by Delmar Morgan, Cilt: II, (Londra, 1886), s. 52-53.

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, Sadeleştiren: Mümin Çevik (İstanbul, 1985), s.502

A.g.e, s.500.

İ. H. Kalmikov- R. H. Kereytov- A. İ. Sikaliyev, Nogaytsi (Çerkessk,1988), s. 144.

A.g.e, ,s. 143.

A.g.e, ,s. 145.

Nimet Berkok-Kamil Toygar, Kuzey Kafkas Mutfak Kültürü ve Yemekleri (Ankara, 1994), s. 484-487.

İsa İndraliyev, Nevruz Bayramında Nogay Halk Adetleri, Türkiye Türkçesine aktaranlar: Mariyam Bulgarova-Celalettin Erbay, Nevruz, Yayına hazırlayan: Sadık Kemal Tural (Ankara, 1995), s.153.

Ramazan Kereytov, "Kafkas Nogay Türklerinde Nevruz Bayramı", Türkiye Türkçesine aktaranlar: Mariyam Bulgarova-Celalettin Erbay, Nevruz, Yayına hazırlayan: Sadık Kemal Tural (Ankara, 1995), s. 235.


--------------------------------------------------------------------------------

Emel Dergisi. Sayı :218

HAYAT HALK İNANÇLARI

Nogay folklorunun tarihi hazinesinde çeşitli folklorik ürünler vardır. Bunlar, çeşitli hatıralar, destanlar, hayvancılık ve ekincilik türküleri doğumdan ölüme kadar geliştirilmiş uygulamalar, çocuk türküleri, çeşitli seviyeden oyunlar, çiftçi şiirleri, lirik parçalar “Sustuşka” diye bilinen (Karşılıklı kız –erkek oynanan bir kısmı türkülü oyunlar) iyi ve kötü günlerde okunan neşeli ve hüzünlü parçalardı. Bunlardan bir kısmı defin esnasında okunan bir nevi ilahilerdi. Ayrıca sözlü edebiyat mahsulu olan dualar/alkışlar, beddualar/ Gargışlar, masallar, efsaneler, yaşanmış olay anlatıları, bedii halk düşünür ürünü olan sözler vardı. En önemli yeri Eposlar alıyordu. Deyimler ve ata sözleri oldukça gelişmiş ve zengindi. Halk kültürünün oluşup yaşamasında Türkücü ve Masalcı önemli yerleri vardı. “Poyema” diye bilinen uzun şiirler yazıyorlardı. Nogay şiirinde en saygın yeri kahramanlık şiirleri alıyordu. Bunlar “Yıran” olarak biliniyorlardı. Lirik Nogay destanlarını ise “Bahşi” ler dile getiriyordu. Efsaneleri ise “Engimeşi” ler “Ertegişi”ler (Masalcılar) atasözü anlatan “Şeşenler” deyimlerin bulunması da “Efovoizm” ler ünlüdür. Şeşen kelimesi, müdrik ve hazır cevap anlamına gelmektedir. “Yırşı”lar bütün türküleri okuyabilirler. “Şıngsi” ler Şıng,diyor, ınar, beyit anlamında idi. Manicilere “Sastucka” Ağıtçıları “Bozlauşi” Beddua edici ve deyim ustası olanlara “Şuklanşı” deniliyordu. Bunlar daima halk tarafından itibar görmüşlerdir. Bu alanda, Korkut, Şez-bayan, Ket-buga, Naymanlı, Sıbra, Jirense, Şeşen ve diğerleri Nogay halkının hafızasında yaşamaktadırlar. 1920’den sonra Nogayların en ünlü türkücüleri “40 Nogay Poeması Anlatıcıları” idi. Bunlar, Musa Yurau, Kasım, İdris İshak Ulu idi. Nogay ağıtçılarının ünlüleri ise, Estavgan Yırau, Üzlükken Amit Kazı’dır.

Çağdaş Nogay Folklorcularından Dağıstan elinden, Kuray Lukmanova, Süleyman Sorseyeva, Yumali Adjimurzayeva, Abdulkerim Goniyevi, Yumanbeda, Koybokov, Stavropol bölgesinin Neftekums ilinden Zeyida Koyboliyev, Nogman ve Magament Koldosov çeçenistan’ın Şerkovsk ilinden Ali-kişi katrosov, Karaçay- Çerkezya’dan Hacı Issak Kumukov, Halil Naymanev ve Hangereya Cemokulov’u anmak gerekir.[1]

Karakalpakistan’da 1997 yılında kutlanan ve bizimde “Asık Şenlik” bildirimizden katıldığımız “Kırkkızlar Destanı” sempozyumunda Nogaylar da vardır.[2] Aynı yıl bu destan Derbent Dağıstan’da da kutlandı. Keza 2003 yılında yine Nokus – Karakalpakistan’da yapılan “Adige Destanı Sempozyumu”na biz......isimli bildirimizle katıldık.[3] Türkistan –Karakalpakistan Türk destan kültürü ile Kafkasya – Nogay Türk destan kültürü arasında özel bir bağ vardır.

Nogayların hayatlarında önem taşıyan safhalarında Nogay masalları anlatılır ve Nogay şiirleri okunur. Çeşitli yansımalar yapılır. Nogay folklorunun Şiip ürünleri Müzikli Nogay folkloru ile direkt ilişkilidir. Bir kısım Nogay müzik aletleri günümüze kadar gelmiştir. Kabız, dombre, dutar, sıbızgı, kabal, karnay, zurnay, davulboz bunlardandır.[4] Bu çalgıların isimleri Kafkasya ve Anadolu türk müzik aletleri olduğuna şahitlik etmektedir.

Nogayların çağdaş ağıtçı ve manicileri eski meslekdaşlarından farklı olarak profesyonel değillerdir. Buna rağmen eski gelenekleri yaşatanlarda bunlardır. Nogay folkloruna dair günümüze gelebilen ilk belge Alibey Sarobov’a ait olup 1830 tarihlidir. XIX. Yy.’ın 2. yarısı XX. Yy’ın başlarındaki folklorculardan A. Arhipov, M. Osmanov, G. Ananev, P. Palev tanımışlar daha sonra Canibekov geliştirmiştir. Onun 30 yıllık çalışmaları (1905-1935) sonucu Nogay Eposu, folkloru, manileri, özlü sözlerinin toplandığı 4 ciltlik “Kelime Hazineleri” adlı eserde toplanmıştır. Ayrıca bu alanda S.A. Canibekov Kalmıkof ve A.İ Sikaliyev de çalışmışlardır.

Nogayların 10 kahramanlık destanı (Batır Yırları) lirik destanlardan (Aşık destanlarından) oluşmuştur. Ünlü destanları; Aysıla oğlu Ahmet, Kamlanlı Batır, Edige Mamay, Manaşa, Manaşı Uk Tuyakbay, Er Tazgıl, Musevki Batır, Şora Batır, Adil Soltan, Kırk Nogay Kahramanı, Karasay Kazı, Er Kusep, Er Kosay, Amanhor, Er Kokşe, Kambar Batır ve başkalarıdır. Nogay Eposlar 14-17 yy.da oluşmuştur. XIV.yy.da yazılan Edige Destanı Nogay fikrinin doğuşunu anlatır. Kızıl Ordu’nun dağılmaya başladığı bir dönemde esaretinde bulunan halklar ayrılmaya başlamışlardır.

Nogay masalları 3 bölümden / devreden oluşmaktadır. Bunlar, Hayvanlar, büyücüden ve maişet hakkındadırlar. Bütün Nogay Türk masallarında kahraman, haksızlığa, zulme karşı savaşır. Hayvan masallarının derinliklerinde mitolojik dönemin izleri vardır. Hayvan ve büyücü mitolojisine dayanır. Hayvanlar düşünen, akıl yürüten muhakeme edebilen karakterleri vardır. Bunlar eski Türk boylarının/ kabilelerinin anemistik ve totemistik buluntular ile doludur.[5] Denilirken bu tespit aynı zamanda Atlı Bozkır Medeniyetinin İnanç sistemini oluşturan bir takım kültlerin kökenine işaret etmektedir.[6]

Nogay Yaratıcılığında “aforizm” (gizli söz) daha çok gelişme kayıt etmiş “takpaklar” (atasözleri) “Yumaklar” (Bilmeceler) Nogay halkının asırlar boyu birikmiş hayat tecrübesi vardır. Bazı örnekler; “Ağzın kanla dolu olsa da düşmanının önüne tükürme”, “Mollaya fazla yakın durma, zengin olduğun zaman o sana yaklaşacaktır”, “Diyilen söz, atılan ok gibidir”, “Birisini sözle ikna edemiyorsan, deynekle hiç ikna edemezsin”, “İyi söz ruhun gıdası, kötü söz ise baştası(mezar taşı) dır.” Nogaylarda yağmur duası olarak kurak mevsimlerde; “Kun – ayım ket,ket salkın –ayım kel –ket” denir. Türkiye Türkçesi ile “Kurak ayım git git, Yağmurlu ayım gel gel”demektir.

NOGAY TÜRKLERİNDE HALK İNANÇLARI

Günümüzde Nogay Türkleri evlendirecekleri kızlarının kanaatini sorarlar. Durun (eski) dönemde kızın kanaati sorulmaz ve kızlar 12 yaşından itibaren evlendirilirdi. Şimdi kızlar için evlilik yaşı 18-20’dir. Kız ere verince kırk duval (davar) kalın istenirdi. Bir kimsenin kızı dünyaya gelince O’na “Kırk davarın hayırlı olsun” denirdi. Kız ve erkek evladın itibarları itibariyle “erkek çocuk daha yalışıdır”. Nogay Türklerinde oğlan bala doğanca (oğlan çocuk doğunca) “Çatanın tüpü (dipi) berk olsun” (soyunuz devam etsin) denir. 1940 yılında evvel Nogaylarda 10’den az bala olmazmış, şimdilerde nadiren 6-7 ve daha ziyade 3-4 bala olmaktadır. Nogay Türkleri Rus aileye kızlarını vermezler. Obalarından aşiretlerinden de kız almazlar. Bu tür gençler aralarında kardeştirler.[7]

Nogay Türkleri çocuklarını nazardan korumak için onlara molladan “dua” alınır. Geç konuşan çocuğun dili kaşıkla vurulur. Çocuklar muhakkak sünnet yaptırılır. Dağıstan Nogaylarında sünnetsiz çocuk yoktur. Kurban Nogaylarında sünnetsiz çocuğa rastlanabilir. Nogay Türklerinde sünnetçinin adı “ Baba”dır. Şimdi Baba ve sünnet adetleri pek kalmamıştır. Sünneti doktorlar yapmaktadırlar. Sünnet de yaranın tedavisi için Ocak külü ilaç olarak kullanılmaktadır. Sünnetin kesilen parçası çocuğun annesi tarafından bir yere saklanır. Sünnet 5 ile 7 yaşlarında yapılır. Sünnet Toyuna “Baba Toyu” denir. Büyük bir bayram yapılır. Sünnet olan çocuk için “Şimdi Müslüman oldu” veya “şimdi tam Müslüman oldu” denir.

Nogay Türklerinde, çocuk askere gidince kurban kesilir. Hayır dilekler dilenir. Toy yapılır. Bu toya “Gece Toyu” denir. Askere gidecek gence şavgal (hediye) verilir. Hediye olarak asker adayına para verildiği de olur.[8] Nogay Türklerinde “söz vermek” çok önemlidir. Çocuk doğduğunda “Beşik Kertme” yapılır gençler için “sözü verilmiş” denilir. Söz muhakkak yerine getirilir. Evlenme yaşları gelince, kızın erkekten tercihen 2-3 yaş genç olması istenir. Gençlerin evlenme yaşları geldiğinde erkek tarafından kızın annesine ağız aramak için gidilir. Erkek daha evvelden evlenme isteğini anlatmak için bir dostuna veya yengesine istediğini söyler. Onlar da anne – babaya bilgi verir. Kızın cevabı “Kız ayılduru” alınır. Kızın ailesinin “evet” deyişinde küçük bir toy yapılır. Daha sonra “şeytan ötbes toyu” (şeytan geçemez toyu) yapılır. Evliliğin onayı için bu arada yaşlılara gidilir. Yaşlılar yıldızlara bakarak çiftlerin yıldızlarının uyuşup uyuşmadığına, düğünün ne zaman yapılmasına uygun olacağına karar verirler. İkon “toy” (Büyük Toy” ise 2-3 gün sürer.

Gerdek gecesi yakınlarından gençler damadın börkünü kaçırırlar. Börkü geri alabilmek için hediye verilir. Damat ve gelin kırmızı –yeşil renkli bir perdenin beti (yüzü) görünmesin diye geline yavluk örtülür. Gelini görmek isteyen herkez geline hediye olarak bir takı takarlar. Toylarda, kımız, boza ve şıra içilir. Bu arada konuklara sök ikramı yapılır. Sök, taze kavrulmuş darı, şeker veya bal karışımından yapılmış Talgan vardır. Talgan, darı veya mısır unu, süt, kaymak ve bal karşımı bir yiyecektir.[9]

Nogay Türklerinde gelin olacak kızda aranılan vasıflar, adayın kullak süyer (çok çalışkan), olmalı, kolu kemer (marifetli olmalı),yol yordam töre bilmeli. Bu konu ile ilgili bir tekerlemeye göre; “ Anasına korop kızını ve ayağına korop aşın iç” denir.

Nogay Türklerinde sık rastlanan insan isimleri, Esengeldi, Yumanyaz, Yumandık (Sevindik), Şanra Sevunduk (Sevindik), Kuvandık (Sevindik), Gündoğan, Atyeter, Tanyatık, Kısmenbet, Geldimorat, Kayırbek, Navurbek, Kazbek, Orozniyez, Orozmanbet, Üzlüken, Cennethan, Orazbike, Gunsulu, Yensulu, Tansulu, Tanbike, Bazarhan, Toybike (Toyda doğanlar için), Vezirhan, Demirhan, Demir-Polat, Süyünbüke, Süydümhan, Almita, Elmira’dır. Nogay Türkleri arasında Rus isimleri, Miyanda, Sıtalinbey, Sıtalinat, Vatasıbek, Kılınbek’dir. Çocuğu yaşamayan anne çocuklarının yaşamaları için onlara, Kutupdursun, Dursun, Yaşar gibi isimlerde koyar.

Nogay Türklerinde çocuğa ismini baba tarafı koyar. İlk çocuğa ismini babası koyar. Nogaylarda çocuğa ad koyan da, beşikte salganda ( ilk defa beşiğe koyulunca, Kazay Dotop’da (Day durunca) ilk yürüyünce saç ilk kırkılınca (ilk traşta) toy yapılır. Saç toyunda balanın saçı alınıp saklanılır. Çocuğun ilk dişi çıkınca (Diş Çırla Toyu) yapılır. Ad veren ata bindirilir.

Nogay Türklerinde çocuğun ilk doğduğu gün, kendisine bir gömlek giydirilir. Bu gömlek, kırk gün yıkanılmaz. Bu gömleğe “ıt kölek – it gömleği” denir. kırk gün dolunca bu gömlek ite atılır. Böylece çocuktaki kötülüklerin ve kötü ruhların tesirinin giderildiğine inanılır.[10]

Tarihi Nogay düğünleri, toplumsal – ekonomik hayatın bütün unsurlarını içermektedirler. Damat adayları arasında ciddi bir rekabet vardır. Damat adayları arasında at yarışı, nişancılık, bulmaca bulma, satranç, mani söyleme yarışması yaparlar. Yarışmayı kazanan damat adayı talip olduğu kızla bire bir yarışa girerdi. Düğün manilerinde gelinin ve ailesinin onuru okşanır övgüler yapılırdı. “Gelin geldi” ve “toy başladı” gibi parçalar okunur. “toy bitti” parçası ile düğün biterdi.[11]

Düğün manileri Türk elleri düğünlerinde çok yaygındır. Kars’da “gelini–damadı oynatma”, “Kaynanayı oynatma”, “Gelini ata bindirme”, “toy bitti kalkın gidi”, havaları çalınır. Nogay düğünlerindeki evlilik evveli sportif yarışmalar Dede Korkut’un destani yaşam tarzından farklı değildir. Nogay toplumunda çok eşlilik vardı. Ancak Nogay halkı prensip olarak bu uygulamayı pek onaylamamıştır. “Bir eşi olan rahat olur”, “İkinci eşi olan narahat ölür” denilmiştir. Lirik Nogay hayatında sevgi ön planda yer alır. Gençlerin eş seçiminde yiğitliği aklığı, samimi duygularını ön plana çıkarırlar.[12]

Günümüz Nogay Türklerinde gece tırnak kesilmez, gece tırnak kesenin rızkını kestiğine inanılır. “Ademden kolumun tırnağını aladı. Allah’dan konkar ayağımın tırnağını aladı” denir. Tırnak yer kazılıp, yere kaylanır.[13] Nogay Türklerinde her soyun bir aile mezarlığı vardır. Soylu olanlarla halktan insanların mezarlıkları farklıdır. Garip ölenlerin mezarlıkları soylu veya sade insanlar katışıktır. Nogay Türklerinde kan gütmek, kan davası sürmek, inanç ve adeti yoktur. Kız kaçırma adeti vardır ama bu hiçbir zaman kan davasına yol açmaz. Kız kaçırma yöntemi ile evlilik eskiden daha çok görülürdü o dönemlerde 4 eşlilik dahi olabiliyordu. Şimdi tek evlilik yapılmaktadır. Nogay Türklerinde ölen ağabeyinin dul kalan eşi ile evlenilir.Ayrıca evliliklerinde kesinlikle eşden ayrılmak boşanmak yoktur. 40 gün çıkarılmayan gömlek uygulamasını nadir rastlanır olsa da bin Anadolu’dan ve S. Buluç’un Şamanizm makalelerinden hatırlıyoruz. “Koku” ile ilgili olmalı. Kara iyelerin çocuğu kokusundan teşhis etmesini önlemek için almalı. Korunmada kokunun çeşitli şekillerde kullanıldığını biliyoruz. Keza ölen kimseye “toprak oldu” denilmesi de ilginçtir. Bu kutsal toprağa güvenmek gibi bir şeydir. “Yere verdik, toprağa emanet ettik” gibi bir inancın tezahürüdür. Bir diğer önemli husus da sünneti yapan adama “Baba” denilmiş olmasıdır. Bilindiği gibi kirve baba ayarında değerlidir.

Nogay Türklerinde ölen bir kimse için, “öldü” denilmez, “toprak oldu”, “yaş oldan toydu-yaşam ondan gitti” denir. Bazan da “Avuştu –değişti” veya “ömrü kıssa oldu” denilir. Nogaylarda ölünün üzerinde yıkandığı yere Şabraz Karaçaylar da ölü Cuvulgan Konna, ölü yıkanan tabla, denir. Kuban Nogaylarında ölümün 2. günün Dağıstan Nogaylarında 2. veya 3. günü defin yapılır. Başsağlığına gelenler, “Yatan Yer Cennetli Olsun” “Bu öldü kalanlar sağ olsun”, “İzi yaratsın başkaları ölmesin” denir.

Nogay Türk halk inançları, genel Türk halk ve burada Anadolu Türk halk inançlarıyla farklılık göstermektedir. “Şeytan Geçemez Toyu”nun yapılışı, gelin ve damadın arkasına geçtikleri perdenin kırmızı ve yeşil oluşu gibi. Renk kültüründe görülen bu aynılık, sayı 40 gibi sayı kültüründe de görülmektedir. Ak ve kara iyeler Toprak kültünde, beslenme ve eğlence kültüründe diğer alanlarda bu aynılığı görebiliyoruz.



[1] a.g.e., a.g.y.

[2] Y.Kalafat, “Edige Destanında Olaganüstü Tipler” Prof. Dr.Ahmet Bircan Ercilasun’a Armağan, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Bahar 2003, S. 13 sh. 344-352

[3] Y.Kalafat, “Nokus Kırkkızlar Destanı Sempozyumu ve Karakalpak Türk Halk İnançları” Türk Tarihçiliği ve Prof. Dr. Aydın Taneri Armağanı, Ankara 1998 sh. 315-336

[4] İ.H. Kalmukov, P.H. Kareytov, A.İ. Cıkaliev, a.g.e, a.g.y

[5] a.g.e, a.g.y

[6] İ.Kafesoğlu, Türk Bozkır Kültürü, Ankara 1987

[7] Y.Kalafat, “Nogay Türklerinde Halk inançları” TÜRKSOY, Nisan 2001, S. 3, sh. 33-35

[8] a.g.m

[9] a.g.e

[10] a.g.e.

[11] a.g.e

[12] a.g.e.

[13] a.g.m

tatar soslu tarifler

TATAR SOSLU TARİFLER

  • BALIK KOKTEYLİ (Cóctel marisco)

İçindekiler: 10 porsiyon

Balık eti 870 gr.

Limon suyu 29 gr.

Marul 50 gr.

Limon 50 gr.

Tuz 3 gr.

Tatar sosu 580 gr.

Tatar sosu: mayonez, biraz yoğurt, sarımsak ve küçük küçük doğranmış soğan ve baharatlardan yapılan bir sostur.

Balık pişirilir ve etleri ayrılır ve tuz ve limon suyuyla bekletilir.

Bir salata kasesi veya bir kadehin içine bir marul yağrağı konulur ve üzerine balık eti yerleştirilir ve tatar sosu üstünü kapatacak şekilde dökülür.

Tatar Salçalı Kefal Tava

Kullanılacak malzeme (4 kişi için):
1 kilo kefal,
1 bardak zeytinyağı,
1 1/2 çorba kaşığı un,
1 yumurta, yeteri kadar tuz.
Salçası için:
3/4 bardak (170 santilitre) zeytinyağı,
2 taze yumurtanın sarısı,
1/2 limonun suyu,
1/4 demet maydanoz,
1 tatlı kaşığı hardal,
1 kornişon,
3 baş taze soğan,
1 hazırlop yumurta,
yeteri kadar tuz.

Yapımı: Kefallerin baş ve kuyrukları kesilir, filetoları çıkarılır. Bunlar iyice yıkanır, bezle kurulanır ve tuzlanır. Hafifçe unlandıktan sonra bir tabakta çalkanmış yumurtaya bulanır ve içinde çok kızgın zeytinyağı bulunan tavaya atılır. Önce bir yanları, sonra öbür yanları pembeleşinceye kadar 4-5 dakika kızartılır. Sonra balık filetoları delikli bir kepçeyle süzülerek servis tabağına alınırlar.
Salça malzemesiyle tatar salçasının hazırlanmasına geçilir. İki yumurtanın sarısıyle bir tutam tuz ve yarım limonun suyu büyük bir porselen kâseye konur. Bunlar telle çırpılarak birbirine karıştırılır. Sonra kâse, içinde kaynar su bulunan hafif ateşteki derince bir tepsinin içine oturtulur. (Su kâsenin ağzından en az bir parmak aşağıda olmalıdır.) Yumurta sarılarında belli belirsiz bir koyuluk oluncaya kadar yani iki dakika telle çırpmaya ara verilmeden karışım pişirilir. Sonra kâse sıcak sudan alınır ve içinde soğuk su bulunan bir başka kabın içine oturtulur. Hemen zeytinyağı azar azar katılarak çırpılmakta olan karışıma yedirilir. Sonra bu mayoneze kıyılırcasına kesilmiş 1 hazırlop yumurta, hardal, çok ince kıyılmış yeşil soğanlar, maydanozlar ve ince ince kesilmiş kornişon katılır. İyice karıştırıldıktan sonra salça kefal balıklarının üzerine dökülür ve yemek soğutulmadan servis yapılır.

TATAR SOSU VE KANEPE

Kanepe hazırlamanın birinci kuralı dilimlenmiş tost ekmeği veya çekirdekli ekmek kullanmak. Ekmeğin kenar kısımlarını kesip çıkarttıktan sonra isterseniz dörde bölün, isterseniz evdeki minik kek kalıplarını kullanarak şekiller hazırlayın. İkinci aşamada tereyağı veya margarini mikserde çırpıp köpükleştiriyor ve ekmeklerin üzerine sürüyorsunuz. Daha sonra da üst malzemeye uygun olarak hardal sos veya tartar sosla kaplıyorsunuz. 10 ölçü mayoneze birer ölçü hardal ve beyazbiber karıştırırsanız hardal sos elde ediyorsunuz. Tartar sos ise 10 ölçü mayoneze birer ölçü kapari, beyazbiber, sirke ve kıyılmış dereotu karıştırılarak yapılıyor. Dekor olarak da malzemenin yakışığını seçmelisiniz. Örneğin, peynir kullandıysanız süs olarak meyve (kavun, karpuz, kivi, portakal, çilek); somon veya balık kullandıysanız kapari, dereotu gibi bir çeşni seçmelisiniz. Hardal sosu balıklı kanepeler için tercih edin. Meyveli ve peynirli kanepeler için tartar sos kullanın.
Yine de kendi damak zevkinize güvenerek yeni karışımlar bulmanızı öneriyorum size. Önemli olan tatların karışmaması ve uyumun bozulmaması.

Kalamar ( Tartar ) Soslu Gereçler: bir porsiyon Kalamar 10 ila 15 yem.kasigi normal beyaz Un 1 cay kasigi Tuz 4 veya 5 yem.kasigi Mayonez kücük kiyilmis 3veya4 dis sarimsak 8-10 yaprak ince kiyilmis maydanoz Yapılışı: ilk önce Mayonez,Sarimsak,Maydanoz uygun bir kabda karistirilarak Tartar sosu elde edilir.Daha sonra iyice yikanan Kalamarlar serce parmak kalinliginda halka seklinde dogranir,ve bu dogranan Kalamarlar iyice Un ile karistirilir,bir elek veya kevgir yardimi ile fazla olan Unu elenir daha önceden kizdirilmis fritözde Kalamarlar pembelesinceye kadar kizartilir.Fritözden cikarirken üzerine biraz tuz serpistirilir.servis tabagina bosaltilip tabagin kenarinada tartar sosundan koyarak servis yapilir. Afiyet olsun. Servis Önerileri: Sos önceden hazirlanmali

Kalkan Tavası

Malzeme

10 dilim 125'er gr'lık kalkan balığı
Tuz
Taze çekilmiş karabiber
1 limonun suyu
Un
125 ml (3/5 su bardağı) ayçiçek yağı
Tartar Sos
200 gr mayonez
2 çorba kaşığı ince kıyılmış kapari
2 çorba kaşığı ince kıyılmış salatalık turşusu
1 çorba kaşığı ince kıyılmış maydanoz
1/3 çorba kaşığı ince kıyılmış tarhun otu
1 çorba kaşağı ince kıyılmış taze soğan

Hazırlanışı

Hazırlık

Kalkan dilimlerini yıkayın; tuzlayıp, biberleyin. Hafif derince bir kaba yerleştirin. Üzerilerine limon suyunu gezdirip 2 saat serin bir yerde

dinlendirin.

Kalkan dilimlerinin suyunu süzdürerek marine ettiğiniz kaptan alıp, her iki taraflarını una bulayın.

Kalkan dilimlerinin fazla ununu silkeleyerek tavaya yerleştirip her iki tarafları da altın sarısı renk alıncaya kadar yaklaşık 3'er dakika kızartın.

Ana Yemek

Kalkan balığını temizleyip, yıkayın ve dilimleyin.

Hazırlık bölümündeki gibi tuzlanıp biberlenmiş kalkan dilimlerini limon suyuna yatırarak 2 saat serin bir yerde dinlendirin.

Bir tavada ayçiçek yağını kızdırın. Kalkan dilimlerini marinattan çıkartıp, unlayın. Fazla unlarını silkeleyerek kızgın yağda her iki taraflarını 3'er dakika kızartın. Kalkan dilimlerini süzdürerek tavadan alıp, üzerine havlu kağıt serilmiş bir servis tabağına aktarın.

Sıcak olarak yanında tartar sosu ile servis yapın.

Tartar sosu hazırlamak için 200 gr mayonezi, herbiri ince kıyılmış kapari, salatalık turşusu, maydanoz, tarhun otu ve taze soğanı katıp karıştırın.

KARİDES TAVA yunan mutfağından

Karides Tava

--------------------------------------------------------------------------------

Malzemeler:

25 adet orta boy karides
Tuz
1 limon suyu
1 çay bardağı un
3 yumurta
1 bardak galeta unu
Sıvı yağ


Garnitür:

1/ 2 demet maydanoz
1 limon
1/ 2 tertip “tartar sos”


Yapılışı:

Karideslerin çiğ olarak başlarını kopartın ve kabuklarını soyun.
Bıçağın ucuyla sırtını boydan boya çizerek, içindeki siyah bağırsağı çıkartın. Sırtından uzunlamasına kesip yaprak gibi ikiye açın. Tuz ve limon suyu ile karıştırın.
Yumurtaları bir kapta kırın ve hafif çırpın. Un ve galetayı da ayrı tabaklara hazirlayin. Karidesleri önce una, sonra yumurtaya ve galeta ununa bulayın. Karideslerin üzerine biraz bastırarak şekil verin.
Yağı kızdırın ve karidesleri içine atarak 2-3 dakika pembe renkte kızartın. Süzgecle çıkartın, kağıt üzerinde yağını aldıktan sonra,servis tabağina yerleştirin.
Limon dilimleri ve maydanoz yapraklarıyla süsleyin.
Ayrı olarak tartar sosu ile de servis yapabilirsiniz.

Patatesli etli ekmek

Malzemeler :

  • 1/2 kg Patates
  • 100 gr un
  • 3 çorba kaşığı margarin
  • 1 yumurta
  • 100 gr jambon yada füme et
  • 1 adet soğan
  • kızarmak için yağ
  • Tuz
  • Tartar Sos İçin:
  • 1 Adet yumurta sarısı
  • biraz yağ
  • 1 adet salatalık tursusu
  • Kıyılmış biraz maydanoz ve dereotu
  • biraz krema
  • Tuz ve karabiber

Hazırlanışı

Patatesleri soyun, bir kaç parcaya bölün ve haşlayın. Pişen patatesleri çatalla ezin, yalnız çok inceltmeyin. Patatesleri un, 2 yemek kaşığı margarin, yumurta ve biraz tuz ile karıştırarak hamuru hazırlayın. Soğan ve jambonları ufak, ufak doğrayın ve 1 yemek kaşığı margarinde soteleyin. Hazırladığınız hamuru ince, açın ve su bardağı ile yuvarlaklar çıkartın. Bir yuvarlağın içine hazırladığınız karışımdan koyun ve baska bir yuvarlak hamurla kapatın. Hamur bitene kadar işlemi tekrarlayın ve kızgın yağda kızartın. Tarotor sos ve salata ile servis yapın.

Tartar Sosu: Yumurta sarısını tuz ile iyice çırpın, içine sızdırarak zeytin yağını dökün ve mayonez yapın.(yada hazır mayonez kullanabilirsiniz).İçine kıyılm

- Deniz Ürünleri Böreği (tartar sos ile)

- - Somon Füme Tabağı (Akdeniz yeşillikleri buketi, kapari ve tartar sos ile)

- Özel bir kaplama malzemesiyle kızartılmış cod balığı, İngiliz cipsi ve tartar sos eşliğinde

- 'Fish & Chips', naneli bezelye ezmesi, ev kesimi patates kızartması, tartar sos ile

- Kepekli ekmek üstü ton balığı tartar sos, tane mısır, kapari çiçeği, halka soğan ve turşu,

hamburger mi tatarburger mi?

Hamburger in adı nereden geliyor?



'Ham' kelimesinin İngilizce'deki anlamı 'domuzun bacağının üst kısmından tuzlanarak ve kurutularak yapılan yemek' demektir. Öyleyse hamburger domuz etinden yapıldığı için mi bu adı almıştır? Kesinlikle hayır! Hamburgerin tarihi Orta Asya'ya Tatar diye bilinen Türk toplumlarına kadar uzanır. O zamanlar savaşçı Tatar atlıları çiğ et yiyorlardı. Zamanla bu eti eğerlerinin altına koyduklarında, uzun seferlerde atın hareketleri sonucunda bu etin bir şekilde az da olsa piştiğini ve daha kolay çiğnenebilir hale geldiğini keşfettiler.

Yıllar geçtikçe, Asya steplerindeki uzun seferlerinin sonunda bu eti eğerin altından çıkarttıklarında ona tuz, biber ve soğan da ilave ettiler ve sonunda bugünkü bilinen 'Tatar Bifteği' ortaya çıktı. Almanya'nın Hamburg şehrinden bir tüccar, ticaret amacı ile gittiği Orta Asya'da 19. yüzyılın ortalarında Tatar Bifteği'ni görür ve Almanya'ya getirerek Hamburg Bifteği olarak sunar. Daha sonraları bir aşçı bu eti kızartarak servise sunar ve ona 'Hamburg'a ait' anlamında hamburger adını verir.

Hamburger Almanya'yı iki yolla terk eder. Yine 19. yüzyılda bir fizikçi ve aynı zamanda yemek geliştirme uzmanı olan Dr. J. H. Salisbury hamburgeri İngiltere'ye getirir. Salisbury sağlıklı bir yaşam için günde üç kere, önceden sıcak su ile yıkanmış biftek yenilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu şekilde hazırlanan hamburgere İngiltere'de 'Salisbury Bifteği' adı verildi.

Diğer yolla ise, 19. yüzyılın sonlarında Alman göçmenleri ile Amerika'ya gitti. Hamburger etinden yapılan köftelerin ismi burada hamburger olarak yerleşti. Yani tarihinin hiçbir safhasında hamburgerin içinde domuz eti olmadı. Gerisin geriye Türkiye'ye döndüğünde ise tarihinin atalarımıza dayandığını bilmeyenler geleneksel damak tadımıza uygun olmadığını ileri sürdüler.

Bu arada belirtelim ki, Birinci Dünya Savaşı sonrası ABD'de İngilizce'deki Alman kökenli kelimeleri ayıklamak için yapılan çalışmada, hamburgerin ismi de 'Salisbury Bifteği' olarak değiştirilmeye çalışıldı, ama tutmadı.

internette "hamburger tatar" taratması yaptığımda

tariflerde hamburgerin içindeki köfteye TATAR dendiğini gördüm

Burger und Gyros

Hamburger mit Gurken

Zubereitung:

Tatar mit gehackten Zwiebeln, Senf und Ei vermischen und mit Salz und Pfeffer würzen. Hamburgerbrötchen aufschneiden mit Butter und mit einem Teelöffel Senf bestreichen und mit je einem Salatblatt belegen.

Vier Hamburger-Scheiben aus je 100 g formen (flach). Öl oder Butter in einer Pfanne erhitzen. Die Hamburger auf höchster Stufe darin anbraten. Mit Pfeffer und Salz bestreuen. Tomaten in Scheiben schneiden, auf die Salatblätter legen und mit Ketchup bestreichen. Cornichons in feine Scheiben schneiden und den Ketchup plazieren, schließlich mit den verbleibenden Burgerhälften bedecken

Zutaten:

400 g Rinderhack oder Tatar

1 Gemüsezwiebel, gehackt

3 Eßl Senf

4 Eisbergsalatblätter

Tomatenketchup

Gewürzgurken in Scheiben

Bratenfett

3/4 Ei

4 Hamburger Brötchen

2 Tomaten

Pfeffer und Salz

========== FÜR DIE HAMBURGER =======================
300 Gramm Rinder-Tatar
3 Essl. Worcester-Sauce
Salz, Pfeffer
2 Teel. Dijon-Senf
Butter zum Braten
Einige Salatblätter

4. Für die Hamburger Tatar mit Worcester-Sauce, Salz, Pfeffer und
Senf würzen. 25 kleine flache Taler daraus formen und in heißer
Butter von jeder Seite 1 Minute braten, sofort herausnehmen.
Salatblätter waschen, trockentupfen. Die Brötchen aufschneiden, mit
Salat belegen. Etwas Chutney (Zwiebel- und/oder Kürbis-Chutney)
darüber verteilen. Hamburger und noch mal etwas Chutney darauf geben.
Brötchendeckel auflegen und sofort servieren.

Heute soll's Hamburger geben

had. - So einige Standardgerichte aus der "Neuen Welt" haben unsere Essgewohnheiten nachhaltig beeinflusst. Fastfood gehört zweifellos dazu. Ganz oben auf der Beliebtheitsskala steht wohl der "Hamburger". Ohne viel Aufwand lässt sich dieses, etwas reichlich belegte, Brötchen auch zu Hause herstellen. Warum also nicht auch mal die Familie oder Gäste eines Grillfestes damit überraschen? Für CN-Online habe ich deshalb unsere Küche in eine Burger-Braterei umfunktioniert.

Für vier deftige Hamburger habe ich 250g Tatar, 1 Ei, 1 EL Senf, 2 Zwiebeln, 2 Tomaten, 2 Gewürzgurken, dänische Remoulade, 4 Sesambrötchen, 4 Salatblätter, Öl, Salz und Pfeffer gebraucht.

Während die in Ringe geschnittenen Zwiebeln goldbraun braten, wird aus dem Tatar, Ei und Senf ein glatter Fleischteig gerührt, den wir mit Salz und Pfeffer abschmecken. Tomaten und Gewürzgurken in dünne Scheiben schneiden. Die Salatblätter werden gewaschen und getrocknet. Fleischteig zu vier gleichgroßen, flachen Scheiben formen und in etwas Öl von beiden Seiten gut durchbraten.

Die Brötchen aufschneiden, Schnittflächen mit der Remoulade bestreichen und ein Salatblatt auf die untere Hälfte legen. Darauf kommt eine Scheibe Fleisch, die wir mit Tomaten- und Gurkenscheiben belegen. Noch etwas Remoulade darüber geben, alles mit gebräunten Zwiebelringen belegen, die obere Brötchenhälfte darauf legen und servieren. Nun darf mit beiden Händen herzhaft zugegriffen und hineingebissen werden. Als Getränk darf es dazu ruhig einmal eine Cola sein - Guten Appetit!

Der Tipp: Man muss nicht unbedingt Tatar kaufen, für meine Hamburger nehme ich normalerweise einfaches Rinderhack. Statt dänischer Remoulade eignet sich auch Mayonnaise. Nach Belieben lässt sich aus 3 EL Mayonnaise mit etwas Zitronensaft, einem EL Joghurt sowie einigen fein geschnittenen Kapern, Salz und Pfeffer sogar eine ganz individuelle Sauce für den Hamburger zaubern.

Hamburger

Zutaten

500 g Tatar (roh)

· 1 Stück Zwiebel(n), fein gehackt

· 10 g Kräuter, getrocknet, gemischt, ersatzweise Oregano

· 2 EL Sojasauce, oder Worcestersauce

· 1 Stück Eiweiß, leicht geschlagen

· 1 Prise(n) Salz

· 1 Prise(n) Pfeffer

· 10 g Blattsalat, jede Sorte, einige Blätter

· 3 TL Senf

· 3 TL Ketchup

· 2 Stück Tomate(n), in Scheiben

· 3 TL Mayonnaise / Salat Creme, 20% Fett

· 2 Stück Gurke(n), eingelegt, in Scheiben

· 4 Stück Golden Toast American Hamburger, (oder jede andere Marke)

Anleitung

· Tatar, Zwiebeln, Kräuter Soja- oder Worcestersauce und Eiweiß vermischen, mit Salz und Pfeffer würzen, daraus 4 Frikadellen formen. In Folie einwickeln und kühlen, bis fest genug zum Grillen.

· Grill vorheizen, Frikadellen von beiden Seiten je 4-5 Minuten braten.

· Hamburgerbrötchen aufschneiden und die Innenseiten leicht toasten. Mit Salatblatt belegen, dann die Frikadellen und je nach Belieben mit Ketchup, Mayonnaise oder Senf, Tomaten und Gewürzgurken belegen.

BURGER


zurück zur Burgerübersicht

Hamburger mit Cornichons ( Zutaten für 4 Burger )

1 Gemüsezwiebel



400 g Rinderhack oder Tatar

3 Eßl Senf

3/4 Ei

4 Hamburger Brötchen

2 Tomaten

4 Eisbergsalatblätter

Tomatenketchup

Cornichons (328ml Glas) geschnitten

Öl oder Butter

Pfeffer und Salz

Zubereitungszeit: ca. 30 Minuten

1.

Gemüsezwiebeln kleinhacken oder würfeln.

2.

Tatar mit gehackten Zwiebeln, Senf und Ei vermischen und mit Salz und Pfeffer

würzen.

3.

Hamburgerbrötchen aufschneiden mit Butter und mit einem Teelöffel Senf bestreichen und mit

je einem Salatblatt belegen.

4.

Vier Hamburger-Scheiben aus je 100 g formen (flach).

5.

Öl oder Butter in einer Pfanne erhitzen. Die Hamburger auf höchster Stufe darin

anbraten. Mit Pfeffer und Salz bestreuen.

6.

Tomaten in Scheiben schneiden, auf die Salatblätter legen und mit Ketchup bestreichen.

7.

Cornichons in feine Scheiben schneiden und den Ketchup plazieren, schließlich mit

den verbleibenden Burgerhälften bedecken.

Tipp:

Sind die geformten Frikadellen zu "matschig", einfach etwas Paniermehl hinzufügen.

Sága o hamburgerech.

Je všeobecně známo, že Amerika je zemí hamburgerů. To je pravda, věřím ,že nejvíc hamburgerů se sní právě tady. Ale hamburger vůbec není americké jídlo, vznikl úplně jinde, dokonce překvapivě jinde. To bylo totiž tak.

Možná jste už slyšeli o tom, jak vznikl tatarský biftek. To si ráno takový tatar dal kus hovězího pod sedlo a jak tak celý den na koni jezdil, maso se naklepalo, zvláčnělo a tatar ho pak večer za syrova snědl. No, po pravdě řečeno jsem moc rád, že nejsem tatar, i když tatarský biftek mám rád. Ale tak, jak ho děláme doma v Čechách, čtyřikrát umletý, když už ne škrábaný. Tady v Americe si to zjednodušuju food procesorem, jako je ten na obrázku. Americký tatarský biftek a zřejmě ještě leckde jinde ve světě je z kousků masa. Historie dále praví, že jednou jednoho hostinského v Hamburku napadlo plácnout ten tatarský biftek na pánev a opéci. A hle, zrodil se hamburger.

http://barbecue.labuznik.com/img/rec10_1.jpg
Údajně správný tatarský biftek se dělá jednoduše tak, že se vezme maso dílem z ramínka a dílem ze svíčkové, hezky 1:1, vychladí, ne-li trochu zmrazí, odkrájí tlusté a maso se nakrájí na dvoucentimetrové kostky, ty se dají do toho procesoru, a teď přijde ten trik. Spouští se v pulsech, desetkrát - magické číslo - stisknete a zas pustíte čudlík. Výsledkem je maso dílem pastovité, dílem s kousky masa, jak prý správný tatarský biftek má být. No, já dávám přednost té české variantě.

Rozhodně se na hamburger nemá kupovat řezníkem mleté maso, protože je jednak moc najemno, a pak, nevíte co tam namleli. Vlastně víte, odřezky co se jim za ten den nashromáždily. A ještě vám to řeknou s pýchou, protože jen tak prý získáte opravdovou směs mas, kterou doma nikdy nedocílíte. No a to je vlastně pravda.. Pokud dáte přednost mletí, umelte maso na co nejvíc hrubo vám váš mlýnek dovolí. Nemáte-li ani mlýnek, nasekejte maso nožem. Nemáte-li ani nůž, tak to už nevím. Nejlepší bude jít do hospody.

Klasický hamburger.
Maso podle návodu výše se promísí s trochou soli, ne moc, protože přisolit se to dá, vydat sůl z jídla jde těžko. Z masa se pak vypracují placky asi 2 cm silné a deset centimetrů v průměru. Pokud se vám maso začne lepit na ruce, vychlaďte si je pod vodou.

Rozpálíte pánev, že má správnou teplotu poznáte když na ni kápnete vodu. Když se tam líně válí, je to studené, když vyskočí do vzduchu, je to moc horké. Pánev má být pokud možno litinová, protože má tepelnou setrvačnost, zkrátka ji maso nezchladí tak snadno. Nepoužije se olej ani jiný tuk, maso se za sucha položí na pánev.

Blog Listem