KIRIM VE NOGAY TATAR YEMEKLERİ

facebook sayfamız tıklayın/TATAR YEMEKLERİ OKYANUSU
Beğen


ANA SAYFA YENİ TARİFLER FACEBOOK İLE ETKİLEŞİMLİ OLARAK YAPILACAKTIR.YORUMLARINIZLA PAYLAŞIMLARINIZLA KATKIDA BULUNUN

TATAR AŞLARI, TATAR MUTFAĞI VE TATAR MUTFAK KÜLTÜRÜ HAKKINDA HER ŞEY

21 Kasım 2009 Cumartesi

Kültürel alışverişi güçlendirmek amacıyla Türkiye ile Romanya'nın yemek kültürü araştırılıyor.

Kültürel alışverişi güçlendirmek amacıyla Türkiye ile Romanya'nın yemek kültürü araştırılıyor.
Haber Yayın Tarihi : 16.09.2011

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Romanya Hükümeti işbirliği ile hayata geçirilen, "Geleneksel Ortak Yemek Kültürü Projesi" kapsamında Romanya'da yaşayanlar ile 1930'lu yıllardan sonra Romanya'dan Türkiye'ye göç ederek değişik illerde yaşamlarını sürdürenlerin yaptığı yemekler kayıt altına alınıyor.

Türkiye ve Romanya'dan araştırmacı ile akademisyenlerin bulunduğu 11 kişilik heyet, 8 Eylül'de başlayan Türkiye'deki "Geleneksel Ortak Yemek Kültürü Projesi" çalışmaları kapsamında Romanya'dan Türkiye'ye göç ederek Ankara'nın Gölbaşı ve Polatlı ilçeleri, Eskişehir, İstanbul, Tekirdağ'da yaşamlarını sürdüren vatandaşlarla görüşmeler yaptı.

Heyette yer alan Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Bilimi Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Evrim Ölçer Özünel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, proje kapsamında Kırklareli'nin İnece beldesine bağlı Ulukonak Mahallesi'nde yaşayan, Romanya'dan 1938 yılında Türkiye'ye göç edenler, göç edenlerin çocukları ve torunlarıyla görüştüklerini söyledi.

Projeyle geçmişten bugüne taşınan yemek kültürü ile örf ve adetlere ulaşılmasının hedeflendiğini ifade eden Özünel, projenin Romanya'da 29 Mayıs-6 Haziran tarihlerinde tamamlandığını bildirdi.

Projede uzman akademisyenlerin görev aldığını anlatan Özünel, "Romanya'da yürütülen alan araştırmalarında Köstence, Tulça, Babadağ bölgesindeki Türk, Tatar ve Rumen aileler ile görüşmeler yapılarak bu halklar arasında yemek kültüründeki ortaklıklar tespit edilmeye çalışıldı. Projenin, Türkiye etabı ise 8 Eylül'de başladı. Daha sonra her iki ülkedeki çalışmalardan elde edilen veriler, Bükreş'teki bir bilimsel seminerde tebliğ olarak sunulacak.
Daha sonra yemekler ve yemek adetleri Türkçe, Rumence ve İngilizce kitap haline getirilecek"dedi.

Romanya'nın başkenti Bükreş'teki Ulusal Köy Müzesi Genel Müdürü Paulina Popoiu da yaptıkları araştırmada, Dobruca bölgesinde yaşayanlar ile Türkiye'nin değişik bölgelerindeki Romanya'dan gelenlerin birbirlerini tanımamalarına rağmen yemek kültürlerinin benzerlik gösterdiğini ifade etti.

Bu benzerliğin heyecan verici olduğunu ifade eden Popoiu, "Ulusal Köy Müzesi'nde bir Türk evi oluşturacağız. Burada Türk yaşamı ve mutfağına yer verilecek" diye konuştu.

13 Kasım 2009 Cuma

şuberek-çuberek-çiberek-çibörek-çiybörek-çiğ börek dönüşümü

http://deco-00.slide.com/r/1/215/dl/elPbKoKm4j-P7K1SIhHFdwZdilLPI5U1/item

Geçen yıllann yaz mevsimlerinde, Dobruca'nın özellikle Köstence kentinde, çiğbörek denilen bir hamur aşı (suberec - şubörek) adı altında hayli rağbet görmüştü.

Kaynak:Romanya'da Yaşayan Türk Mutfağı.pdf

yukarıdaki kaynaktaki ilginç ifadelerden de çiğbörekin asıl isminin telaffuz şeklinin şuberek olduğu anlaşılıyor, suberec şuberekin romen yazılımından kaynaklanmatadır c harfi bizim k harfi şeklinde telaffuz ediliyor, Romanyada durum bu.

Kırımda nasıldı?
Şimdi size bir çibörek tarifini aktarıyorum, tarif eden Kı­rım Türk­le­ri Ame­ri­kan Bir­li­ği Der­ne­ği­ eski başkanlarından 1922 yılı Kırım/Akmescit doğumlu Şefik Gürdemir
Farkında olmadan bize konumuz ile ilgili bir bilgi veriyor, yazı iki bölümden oluşuyor, yazı iki bölümden oluşmasaydı sanırım bizim istediğimiz durum yaşanmazdı.

1. YAZI
1922 Kirim dogumlu Sefik Gurdemir'in Ciy borek tarifinden

Merhabalar Tatar Cashlari ve elbette Qartlarda barabar,sizlerge oz Tilimiz Tatarca yazaman, bilmegenlerde yurensinler dep aytaman.bugunku e-mailim Ciyborek  bu hususta bazi bilgilerde var,aslinda men ashci degilim.kultur ministiride degilim,ama sizin ricanizida qaytarip bolamadim, bildiklerimin kobusu 75 yil evvelinden balaligimda aklimda qalganlarini anlatmaga calishacakman kusurlarim bolsa afu etersiniz,sav bolunuz,

ciyborek bash ashimizdir misafirge ciyborek pisher, bazi yorelerde Shirborek dep te aytalar, lakin Kirimda Akmescitte,Gozlevede ciyborek diyler, cunku ciy kiymadan yapilgani icun ismini ciyden alip ciyborek deseler kerek.
hazir koyun kiymasindan yaparlar eskiden apakaylar uyde kendileri bicaklarni karshilikli tutup kiyma yapa ediler lakin artik kasaplarda kiyma bar,
Qamir qulak memesi yumushakliginda olacak,
Coyun Qazani meselesi,qazanin orta capi 20-25 santim kadardir,derinligi 13-16 santim kadar kara dokumden yani coyunden dokulur onun icun adi coyun qazani ola,bunda ciyborek pishirile,

shimdi genede ciyborek meselesine qaytacagim lakin devamini ekinci e-mailimde olacak cunku birinsinden telefon bekliyim qusura baqmaniz cashlar az sonra devam edecegim.........


2. YAZI (Bir kaç gün sonra Sefik Gurdemir'in Ciy borek tarifinden)
Cuberekin qalgan yerimden devam etem,cuberek hazirlandi coyin Qazan ga mayda quyuldi,
May Qirimda semicka mayi qullana ediler,semicka mayi ne deseniz {gundondu} Kunaylan da derler ruslarda ona Semicka masla dep aytar ediler,
ateshide cana altinda,kizgin mayga cuberekler kesilgende kenarlarindan artkan xamurdan 1 iki santim kadar bir parca xamur parcasi qizgin mayga atp baqarlar eger o qamir parcasi bir dakikada kizarirsa mayin kizginligi tamamdir,
shimdi cubereklerni pishkende cevirmek icin masha kerek oda bar shimdi hazirlangan ciyboreklerni kizgin mayin icine mayin kenarindan yavashcacik kazandaki mayga quyulir,son yanina bir tane daha quyulur onlar bir iki dakikada altlari kizarir altina baqmak icinde mashaman ciyborekin turgan yerinden kotermeden yavashcacik aylandirilip bakilir
o zaman bek dikkat etmek kerek ciyborek yirtilsa SHIRRRR dep mayga cuberekin sorpasi aqqanda balaban ses cikarir o zaman kizgin may tutushabilir sakin qizgin mayga yani alev algan mayga su dokup sondureyim demeniz sadece tavanin ustune kalin bir tahta demir kurek gibi shiymen kapatsaniz o derhal soner o zaman soguk kanli olmak kerek heyecanlanmaniz,sakin ha,panik olmaniz...Allah korusun
yangin buyur Allah ne ishler cikar sakin heyecanlanmaniz, 
cuberekinde bol kiymali ve sorpalisi makbuldir onuda bilesiniz,cuberekin yaninda ayran,tatarcasi yazma derler cuberek oman ashalir
shimdi endi ne kerek oturup ashamak kerek,onu sicak sicak ashamak kerek kimin kactane ashaganini anlamak icinde asagan kishi cuberekin ucundan ufacik koparip tabaginin kenarina koyar toygandan sun kactane ashagani o uclarni sayip anlar,haydi hafiyetler bolsun,savlukman Qaliniz,cumereginiz bol bolsin Amin!..

Brooklyn,USA Sefik Gurdemir

Görüldüğü gibi
Yazının başlangıcında  ciyborek diye başlıyor
şırborek şeklinde telaffuzundan bahsediyor
ciyborek isminin ciy kıyma dan geldiğinden bahsediyor
daha sonra yazıya sanırım bir kaç gün ara veriyor
tekrar yazıya başladığında ciyborek şeklindeki sonradan öğrenme bilgiler kayboluyor ve tarif sahibinin  bilinçaltı harekete geçiyor ve aileden duyduğu telaffuzla aktarmaya başlıyor ve birden bire ciyborek ÇUBEREK şekline dönüşüyor, arada bir kaç kez ciyborek deyişine geri dönsede sonradan öğrenilenler ile bilinçaltı arasındaki savaşı bilinçaltı kazanıyor ve ikinci yazıda cuberek telaffuzu yazıya hakim oluyor.
b-m dönüşümü mantıklı olmakla beraber cumerek şeklindeki bir kez gelen yazıyı bir yazım hatası olarak algılıyorum, kimbilir belkide ailede telaffuzu böyledir.

ayrıca tatarcada e sesi i sesine yakın olarak telaffuz edilir, her ne kadar çuberek şeklinde yazılsada burada u sesinin ü sesine yakın çıkarılmaktadır (kelime içerisindeki e lerin baskısıyla) ve hızlı söylendiğinde i sesine çok yakınlaşır (Kazan tatarcasında e sesi tamamen i harfine dönüşmüştür)
şuberek kelimesindeki ilk e sesi de baştaki u sesinin baskısıyla ö harfine dönüşecek bir baskı görmektedir.(şuberek demeyi deneyin, insanı zorluyor ve ilk e nin yuvarlaştırılmasını istiyor dil )
ç-ş şeklinde söyleyişlerde de benzeri bir durum var, ya da ben kökenimden dolayı ç harflerini ş harfine yakın telaffuz ediyorum.
yani her şey şuberek telaffuzunun çibörek şekline dönüşmesi için bir araya gelmiş gibi görünüyor.

Ve yazar farkında olmadan ciybörek deyişinin sonradan öğrenme bir bilgi olduğunu köklerinden/atalarından gelen asıl bilginin çuberek şeklinde olduğunu farketmeden bize aktarıyor.

Çuberek deyişinin çöl-nogay-kuzey şivesinde Şuberek şeklinde telaffuz edileceğini biliyoruz.
Sonradan öğrenilenler bir kenara bırakıldığında çibörekin gerçek telaffuzunun ŞUBEREK-ÇUBEREK olduğu bir şekilde ortaya çıkmış oluyor.
Ve görüldüğü gibi Şuberek-Çuberek telaffuzunun da ne çiğ kavramı ile nede çi=güzel (demekmiş ki, hiç duymadım) ile ilgisi yok

Sanıyorum şuberek sevilen bir yiyecek olduğu için günlük hayatta sık kullanımı kök manası olan kumaş anlamını yitirmesine sebep oluyor.
şuberek=kumaş kullanımı ortadan kalkıyor
bu kez şuberek=kumaş eşitliğini bilmeyen yeni nesil genç beyinler ister istemez telaffuz ettiği kelimeyi anlamlandırmak istiyor, zaten hazırda bulunan berek-börek ve çu-çiğ benzerliği bu konuda yardımcı oluyor ve en yakın bulduğu yere yöneliyor ve şuberek-çuberek-çiberek-çibörek-çiybörek-çiğ börek dönüşümünü gerçekleştiriyor.
Anlamlandırma baskısı çöl kısmında R harfini eklettiriyor ve şırlamaktan köken alan şırbörek şekline dönüşüyor.
ŞIRBÖREK-Ş/ÇUBEREK-ÇİĞBÖREK 
İki şive arasında kök söyleyiş görünüyor

Ancak yazıda da görüldüğü gibi bilinçaltı aslı muhafaza edebiliyor, Şefik Gürdemir gibi yaşlılarımız bu dünyadan göçtüğünde belkide şuberek-cuberek kullanımı tamamen ortadan kalkacak.

LİNK: Şibörek-Şuberek kelimesi nereden geliyor? TIKLAYIN

Şuberek kelimesinin kökeni hakkındaki yazımızı bu linkten okuyabilirsiniz

bu arada google a şuberek yazıp arattığımda bulduğum bir videoyu ekliyorum
Romanyadan Yalçın Faik den ŞUBEREK cırı



Son olarak Kırgızcadaki Cüpürek-Capırak (YAPRAK) benzerliğine
Kumuk, Kırgız ve Şor lehçelerinde şubErek teki ilk E nin yuvarlaklaşarak Ü haline dönüşmesine
Oyrat ve Karaim lehçelerinde şUberek teki U harfinin E harflerinin zorlaması ile İ harfine dönüşmesine
Nogaycada ki hem ŞİBEREK hem ŞÜBEREK şekillerinin bulunmasına
Yalıboyu şivesinde bunun ÇİBEREK ve ÇÜBEREK şekline dönüşeceğine
dikkatinizi çekmek istiyorum

Proto-Türk: * čepürek BEZ, YAMA
Altaic etymology
Meaning: 1 rag, patch 2 worn, used clothing
Anlamı: 1 bez, yama 2 yıpranmış, kullanılmış giyim
Russian meaning: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда Rus anlam: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда
Eski Türk: hindistancevizi (belki = čöpre) 2 (OUygh.)
Karahanlı: Çopur-čepür hindistancevizi (~ čübrä) 2 ( MK )
Tatar: čüpräk 1
Orta Türkçe: (OKypch.) čüprek 1 ( Houts. )
Türkmen: čüprek 'üstüpü'
Khakassian: sübrek 1
Şor: šübürek 1
Oyrat: čeberek, čibirek 1
Kırgız: čüpürek, čüpürek-čapɨraq 1
Nogay: šiberek, šüberek
Başkır: sepräk 1
Karaim: čiprek, ciprek, čüpräk 1
Karakalpak: šüberek 1
Kumuk: čüpürek 1

Comments: EDT 398, VEWT 118 (confused with *čöp 'dirt'), Аникин 677. Yorum: EDT 398, VEWT 118 (ile karıştırılmamalıdır * Çöp 'kir'), Аникин 677. Perhaps (as suggested in EDT 398) connected with Karakh. Belki Karakh ile bağlı (önerilen EDT 398). ( MK ) čöpür 'goat's hair', Chag., Turkm. ( MK ) Çopur 'keçi saç/kıl', Chag, Turkm. čöpür id. Çopur id.

24 Ekim 2009 Cumartesi

ALAŞEHİR KAPAMASI (TATAR USTALARDAN KALAN MİRAS)

ALAŞEHİR KAPAMASI
Tatar ustalardan kalan bir Alaşehir geleneği, Tavalokuma benzer bir şekilde kapatılan kapamalar yağda kızartılıyor, Sunumdan önce tandırda biraz ısıtılıp Eskişehir Balaban köftesi gibi kemik suyu ve tereyağı ile ıslatıyor yoğurt ve maydanoz eşliğinde masaya getiriliyor.


Malzeme:
Un, zeytinyağı,
kıyma, soğan, et suyu,
karabiber, maydanoz, tuz, kimyon.

Yapılışı:
Hamur yoğrulduktan sonra ince ince açılır. Küçük küçük karelere bölünür. Hazırlanan hamur bir süre zeytinyağında bekletilip dinlendirilir. Ayrı bir kapta kıyma, soğan, karabiber, tuz, maydanoz ve kimyon karıştırılarak hazırlanan malzemeler hamurlara bohça şeklinde yerleştirilir. Dürülen kapama tavada kızartılır, servis sırasında üzerine kaynar et suyu dökülür.

Alaşehir Kapaması

Malzemeler:

500 gr dana kuzu karışık kıyma 
2 soğan 
500 gr un
150 gr tereyağı
150 gr sıvı yağ
150 gr kuyruk yağı
Yarım demet maydanoz
Yarım çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz

Tarif:
Bir karıştırma kabına kıydığımız maydanozu, doğradığımız soğanları, karabiberi ve kıymayı ekleyip yoğuruyoruz. Un, tuz ve suyu da ekleyerek kıvama gelene kadar yoğurmaya devam ediyoruz. Hamurumuzu iki parçaya ayırıp merdane yardımıyla incecik açıyoruz. Hamurumuzu küçük kareler halinde kesip içlerine kıyma karışımımızdan koyup üç ucunu bohça gibi kalan ucunu da üstlerine gelecek şekilde kapatıyoruz. Yağlanmış bir tepsiye dizerek üstlerinde eritip kızdırdığımız kuyrukyağı ve sıvıyağı gezdiriyoruz. Kapamalarımızı pembeleşinceye kadar kızartıyoruz.

Alaşehir Kapaması Hazırlanışı
MALZEMELER 
• 2 su bardağı un
• Yarım su bardağı su
• Bir çay kaşığı tuz
• 2 su bardağı kadar et veya tavuk suyu
• 250 gram dana kıyma
• Yarım demet maydanoz
• 1 kuru soğan
• Yarım demet maydanoz
• 1 çay kaşığı karabiber
• 1 tatlı kaşığı tuz1 çay kaşığı kimyon
• Yeteri kadar zeytinyağı
• Kızartmak için sıvıyağ (ayrıca)
HAZIRLANIŞI
Un, tuz ve suyu karıştırarak mantı hamuru kıvamında hamur elde edin. İyice yoğurup dört parçaya koparın ve her birini beze yapıp ince olarak açın. Dör santimlik kare parçalara kesin ve her birinin üzerine fırça yardımıyla zeytinyağı sürün. Hamurları bu şekilde dinlendirirken başka bir yerde soğanı rendeleyip içine baharatları, tuzu ve kıymayı ekleyip yoğurun. En son maydanozu incecik kıyıp ekleyin. Kare hamurların ortasına bir parça koparıp yerleştirin ve hamuru kıymanın üzerine bohça gibi sıkıca bastırarak kapatın. Derin bir kızartma tavasına sıvıyağ koyup yağ iyice ısındığında hazırlanan bohçaları içine atıp kızartın. Derin bir servis tabağına yanyana sıralayıp üzerine çok sıcak olan tavuk veya et suyunu döküp 5 dakika kadar dinlendirin ve sıcakken yoğurt eşliğinde servis yapılır.


Kapama, Alaşehir’e Özgü Yöresel Yemek Lezzetleri İçerisinde İlk Sırada Yer Alır. Ağızda Dağılan Eşsiz Lezzetiyle Kapama, Alaşehir’liler İçin Doyumsuz Lezzet…
İri mantı olarak tanımlayabileceğimiz kapamanın ana malzemesi kıyma, soğan, karabiber, maydanoz ve elde açılan yufkadır. Alaşehir’e göç eden Tatar kökenli aşçı sağır Nuri ve ortağı tarafından, önce yapılış şekline uygun olarak Kapatma olarak satışa sunulan yemek daha sonraları şekli biraz daha değiştirilerek Kapama olarak anılmaya başlamıştır.
Kapama yapılırken, her aşçı kendisine has bilgi ve maharetlerini yansıtır. Kısaca, kapamanın lezzeti, aşçının maharetinde gizlidir.

Kapamanın tarifine gelecek olursak. Önce 1 metre boyutunda geniş bir hamur açılır. Dana ve kuzu karışımı kıyma, soğan,karabiber ve maydanoz ile iyice yoğrulduktan sonra elde hazırlanan hamurdan açılan yufkalardan kesilen 6×8 ebadındaki bohçalara konularak bir tepsiye dizilir ve birkaç çeşit yağın karışımından elde edilen yağda pişirilir.Yağı ve suyunu çekerek kızaran kapama servis edilmeden önce tandırda ısıtılır ,üzerine et suyu gezdirilerek maydanoz ilavesiyle servis edilir. Yanında yoğurt veya ayran ayrı bir lezzet katar. 

Kapamada işin püf noktası, etin hafifliğidir. Dana ve kuzu karışımı yapılan kıyma dengeli ayarlanmalıdır. İçerisindeki baharat dengesi tutturulduğunda eşsiz bir lezzet çıkar ortaya.


Yemeğin yapılış şekli aşçının kendine has özellikleri ve yapış tarzı dışında (özellikle kızartma yağının hazırlanması)şöyledir.Zaten evlerde hemen hemen hiç yapılmayan bu yemeğim lezzeti aşçının maharetinde gizlidir.
Kıyma;soğan,karabiber ve maydanoz ile iyice yoğrulduktan sonra elde hazırlanan hamurdan açılan yufkalardan kesilen 6×8 ebadındaki bohçalara konularak bir tepsiye dizilir ve birkaç çeşit yağın karışımından elde edilen yağda pişirilir.Yağı ve suyunu çekerek kızaran kapama servis edilmeden önce tandırda ısıtılır ,üzerine et suyu gezdirilerek maydanoz ilavesiyle servis edilir.Yanında yoğurt veya ayran ayrı bir lezzet katar.Tabi yine Alaşehir’de özel olarak üretilen Alaşehir Ekmeğini kapamanın suyuna banarak yemek ayrı bir tattır.
Bugün Sağır Nuri ustanın yanında yetişen kapamacı Hakkı’nın çırakları olan oğlu Mehmet ve diğer çırağı Turgut ustaların yaptığı bu lezzetli ve değişik yemeği Belediye karşısındaki veya ayakkabıcılar çarşısındaki dükkanlarında yiyebilirsiniz.


Şimdide üzüm, kapama ve ekmeğimize tescil alma zamanıdır.Bunun için Türk Patent Enstitüsü tarafından ilanımız Eylül ayında başlatıldı. İlan süresi bir yıl olup, sonuçtan çok umutluyuz" dedi.

ALAŞEHİR KAPAMASI NASIL YAPILIYOR?

51 yaşındaki kapama ustası Turgut Çoban, Alaşehir Kapaması’nı şöyle anlattı: “Çıraklık dönemimle beraber 40 yıllık kapama ustasıyım. Kapama bize Tatarlar'dan gelmiştir. Bizim ustalarımız Tatar göçmeniydi. Yüzde 70 dana ve yüzde 30 kuzu kıyması karışımı, soğan, maydanoz ve karabiber ile yoğurulur. Bu karışım, açmış olduğumuz yufka üzerine ceviz büyüklüğünde döşenir ve bohça gibi sarılır. Daha sonra pişirilir. Sunuma hazır hale gelen kapamamızı servis yaparken, tere yağı, et suyu, yoğurt ve maydanoz ilave edilir."

Mutlaka denenmeli kemik suyu yoğurt maydanoz kıyma üzerine sarılmış yufka Tatar Mantısı olarak ta geçiyor



alasehirdeydik, efsane yemekler yedik, bunlardan bir taneside alaşehir kapaması, aslen tatar yemeği olan kapama önce yağda kizartiliyor daha sonra kemik suyu tereyağ ve yoğurt eşliğinde servis ediliyor, memleketime her gittiğimde kesinlikle yediğim yemektir, alaşehir e yolu düşen herkeze kesin tavsiyemdir...



Kapama yemeği sadece Alaşehir’e özgüdür ve buradan başka bir yerde yapılmaz.Tatar kültürünün bir parçası olan yemeğimizi Alaşehir’dede yapabilen çok az ustamız kalmıştır.



Alaşehir 'in meşhur kapaması için Hakkı Usta' ya geldik. Bu yemek bir Tatar yemeği. Yaklaşık 200 yıldır burada yapılıyor. Bu yemek için yolunuzu değiştirip Alaşehir 'e uğrayın derim

Kapamacı Ethem usta

Sabah açılan hamurlar, mantı gibi kesilip daha büyük parçalarda içi et ile doldurularak bohça şeklinde kapatılıyor ve bol yağda kızartıldıktan sonra müşterilerin gelmesi için vitrindeki saç tava içerisinde görücüye çıkartılıyor. Saç tavanın altında kuyu gibi sıcak bir fırın var. Böylece üstteki bohçalar hem sıcak kalıyor hem de müşteri sipariş verince tabağa konup fırın içerisinde 3 dk. Isıtıldıktan sonra et suyu, yoğurt ve maydanoz eşliğinde masaya sıcak servis ediliyor. 

Ümit ustanın kapamaları

kapamacı Ethem ustadan



Kapamacı Uğur usta






































Kapamacı mehmet ustadan


hakkı ustanın kuyusunda ısınan kapamalar


22 Ekim 2009 Perşembe

1844 tarihli osmanlıca kaynakta TABAKBÖREK/OGÜZBOREK ve PİRUHİ

 1844 basımı Melceü’t-Tabbâhîn (Aşçıların Sığınağı), Mehmet Kamil (Tarif kıymanın kavrulması hariç TABAKBÖREK/OGÜZBOREK tarifidir, kıyma kavrulmadan koyulur. )

Tatar Böreği tarik-i dabhı (Osmanlıca)
Âdeta dakik-i hâsdan(adet olduğu üzere has undan) tuz ile sadece hamur yoğurup ve açıp satrançvari kestikte içine bir miktar kavrulmuş??? kıyma koyarak nüsha(muska) gibi bükeler.
Ba’dehu(ondan sonra) bir büyücek tencere içinde su kaynatıp içine atalar.
Tamam piştikte delikli kevgirden süzüp bir lengere(geniş bir kap) vaz’(koyup) birle üzerine yanmış rugan-ı sade(sade yağ) haşlayıp âlâ torba yoğurdu dahi döküle ve siyah biber dahi ekile.
Ekserî hanelerde pişirirler nefis olur.
Eğer hamuruna yumurta kırılsa daha âlâ olacağı bedî’hîdir.
PİRUHİ:
Bu yufka pareleri büyücek kesilip içine dereotu ve maydanozlu peynir konulur ise yoğurtsuz tenavül(yeme-nevale den) oluna. Buna dahi piruhi derler.

4 Eylül 2009 Cuma

ÇİBEREK DAVULU

 

Kırımda sürgün öncesi seyyar satıcılar tarafından kullanılıyordu

Seyyar Çiberek satıcısının ÇİBEREK DAVULU
Sürgün öncesi bir fotoğraftan RENKLENDİRİLDİ,ÇİBEREKLENDİRİLDİ
Kırımda seyyar çiberek satıcıları çiberek davulları ile sıcak çiberek satarlarmış.
alt taraftaki deliklerden küller görünüyor sanki


Bir başka fotoğraftan kullanılan sistem anlaşılıyor bir tava yerleştirilmiş davul içerisine
altta yuvarlak havalandırma delikleri görünüyor

ahşap bir çiberek davulu








7 Ağustos 2009 Cuma

KIRIM TÜRKLERİNİN GELENEKSEL YEMEK KÜLTÜRÜ

Yazan REŞİDE HACIÖMEROVA

Kırım Türklerinin geleneksel yemek kültürü

Her milletin geleneksel yemekleri onun asırlarca oluşan maddi kültürünün önemli unsurudur. Geleneksel yemekler kompleksinin oluşumunda toplumun yaşadığı coğrafi şartlar çok etkilidir. Kırım Tatarları eski çağlardan beri tarımla ve hayvancılıkla uğraştıkları için yiyecek maddeleri de tarımsal ve hayvansal ürünlerin tamamıdır. Bu yüzden mutfaklarında hamur işine ağırlık verilmiştir. "Tatar hamursuz doymaz" sözü bunu doğrular.
Kırım Tatarlarının mutfağında çeşitli yemekler vardır. Bunun sırrı Kırım yarımadasının elverişli iklim şartları ve zengin flora ve faunasındadır.
XVII yy. Türk seyahatçisi Evliya Çelebi Kırımı gezerken, Güney Kırımın iklimi limon, portakal, incir ve nar yetiştirmeye müsait olduğunu söylüyordu.
Et, balık, meyve, sebze, süt ürünleri Kırım Türklerinin geleneksel mutfağında özgü yerlerini bulmuşlardır. Yemeklerin çeşitli ve farklı oluşu, Kırımın Yunanistan, İtalya, Türkiye, Ukrayna, Kafkas gibi memleketlerin kültürleriyle uzun süre devamında yakın olduğundan dolayıdır. Yemek çeşitliliği ayrıca Kırımın içerisinde farklı yörelerin doğal olarak farklı damak lezzetlerinden de kaynaklanır. Mesela, yalıboylular (Güney Kırım) balık, meyve ve sebze yemekleri tercih ederler. Süt ve et ürünleri çöl bölgesinde ağırlıklıdır.
Etli yemekler. Et temel geleneksel gıdalardandır ve farklı olarak hazırlanıyor. Koyun ve sığır eti çok yaygındır. Çoğunlukla taze et kullanılır. Pastırma ve kakaç gibi çeşitler de vardır. Koyun etini küçük parçalayarak iç yağıyla soğanla kızartılmasına kavurma derler. Kış için eti özel fıçıda (çapçakta) salamurada tuzluyorlardı. Koyun etinden sarımsak ve diğer baharatlarla sucuk ve asıp hazırlanırdı. Kebap ve şiş kebap çok yaygındı. Farklı pilav çeşitleri günümüzde de özel günlerde sofralarımızdadır. Sarma çeşitleri de yaygındır: üzüm yaprağından yapılan yaprak sarması, lahana sarması, biber dolması çok ünlüdürler.
Buharla pişirilen, haşlanan ve kızartılan bir çok un mamulleri de vardır. Et, patates, kabak, pirinç, peynir, ceviz içli börekler, köbete, burma, lokum ve pide çeşitleri yaygındır.
Çiğbörek, kıyma, soğan ve baharat karışımının açılmış yufkaya konulup yağda kızartılmasıyla yapılan geleneksel bir Kırım Tatar yemeğidir. Çiğbörek, halk arasında adı birleşik olarak: Şırbörek, Şuberek, Çiberek, Çuberek, Çiborek şeklinde adlandırılır. Çiğböreğin yağsız pişirilen türüne yantık (cantık) denir. Kaşıkaş veya tataraş (Türkiyedeki mantıya benzer), baklalı süzülmüş şehriye, üzerine ezilmiş ceviz veya sarımsaklı yoğurt dökülmüş makarna ve akçacık (makarna türü) yemekleri çok popülerdir. Cenazelerde özel helva ve mayalı hamurdan hazırlanan katlamalar pişirilir. Buğday veya mısır ekmeğini, farklı un mamullerini (komeç, kalakay, kalaç, malay) eskiden özel fırınlarda pişirirlerdi.
Un mamullerinden yağ ve kaymakla pişirilen kurabiyeleri, cevizli boynuzcukları, şeker kıyığı, kadayıf ve baklava çok meşhurdur. Süt ürünlerinin de farklı çeşitleri vardır: katık (yoğurt), süzme katık, ırımçık (peynir çeşidi), yazma (ayran). Kaymak ve sarı yağ (tere yağı) eskiden ahşap fıçılarda saklanırdı. Peynir, kaşkaval (peynir çeşidi) koyun, keçi ve inek sütünden hazırlanırdı.
Kırım Tatarlarının geleneksel yemekleri arasında farklı meyve ve sebzeler yer alır: elma, armut, kayısı, kızılcık, erik, dut, hurma, incir, kiraz, vişne, şeftali, üzüm hem taze, hem de
kurutulmuş haliyle (kertme kuru) kullanılır
Onlardan bol bol reçel ve pekmez hazırlanırdı. Kış için lahana, domates, salatalık, biber ve patlıcan turşuları konulurdu. Fındık, ceviz ve badem özellikle Güney Kırımda dağlı bölgelerde yaygındı. Ceviz yıl boyu sofralardan eksik olmuyordu. Ezilmiş cevizden burmalar için iç yapılırdı, süzme tataraş ve makarna üzerine serpilirdi.
Kırım mutfağında bol çorba çeşitleri de vardır: etli, sebzeli, sütlü. Bazen çorbalara hamur parçaları konurdu: lakşa, salma, alüşke, umaç çorbaları.

İçecekler arasında kahve çok önemlidir. Onun çeşitleri de vardır: kara kahve, kaymaklı kahve, sütlü kahve. Çay, hoşaf ve şerbetler misafirlere ikram edilen içeceklerdendir.
Kırım Tatar sofra etiketi kendine özgü kurallarına sahiptir. Törde (sofra başında) aile reisi oturur, yanında hanımı, sonraysa çocuklar yerleşir. Ailede yaşlılar varsa, törde mutlaka onlar oturur. Bu yaşlılara karşı derin saygı ifadesidir. Emeğe başlamadan eller yıkanır ve yemekten önce “bismillah” denir. Bu kurallara uymamak terbiyesizlik sayılırdı.
Yemekten sonra büyüklerden biri sofra duasını okurdu. Örneğin:
Elhamdülillah, bereket versin
Çevre yaktan kelebersin
Padişahlara Allah insaf versin
Bizlere Vatana kaytmağa kısmet etsin
Aşlarınız aşsın, kazanlardan taşsın! Amin!
Veya:
Daima devlet, nasibu cennet,
Hanelere bereket, topraklara bereket,
Askerlere kuvvet, barış uğrunda muvaffakiyet Allah nasip eylesin!
Cümlemize Vatanımız Kırıma kavuşup,
Balalarımıznın, torunlarımıznın ferahını kormege
Allah nasip eylesin. Amin!

Ondan sonra yemek için teşekkür edilip sofradan kalkılırdı.

10 Temmuz 2009 Cuma

Şibörek-Şuberek kelimesi nereden geliyor?

http://deco-00.slide.com/r/1/215/dl/elPbKoKm4j-P7K1SIhHFdwZdilLPI5U1/item

NOGAY ATASÖZÜ
Avızı şüberek bolsa, köpten tozgan bolar edi - Ağzı kumaş olsa, çoktan eskimişti

KAZAK ATASÖZÜ
Adam körki şuberek, Agaş körki japırag - Adamın güzelliği kumaş, Ağacın güzelliği yaprak

Kazakçadan kullanış örnekleri
Bazardan jartı kez kızıl şuberek satıb aldım - pazardan yarım kulaç kızıl kumaş satınaldım
Şüberek-ke tüyüw “kumaşla sarmak”
agaşka şuberek ilmek - ağaca kumaş bağlamak

şuberek örneklerden de anlaşıldığı gibi kumaş, bez, ipek gibi manalara gelmektedir
yine bir kazakça yazıda muska yapılırken ayetlerin yazıldığı kağıdın katlanıp "şuberek" yani kumaş ile kaplandığı anlatılıyor
bizim şuberek veya şibörek de kıyma çok ince açılmış hamur ile kaplanmakta

Bir manav çiböreğine göre gerçektende tatar çiböreği kumaş kadar incedir
çiböreği çibörek yapan özelliklerden birisi de ince açılmasıdır.
kumaş=şuberek gibi açılmış şibörekler

İhtimalen Şırbörek, Şuberek, Çiberek, Çuberek, Çiborek, şibörek gibi isimlerle anılan aşımız "ince kumaş" gibi bir anlamdan türemiş olabilir,
Ve bu tarz kullanım şuberek kelimesinin kumaş anlamını zaman içinde kullanımdan kaldırmış olabilir

Bohça kelimesinin poğaçaya dönüşmesi bu tür bir isimlendirmenin olabileceğinin dilde yaşayan şahididir.
Bohça bilindiği gibi elbise, çamaşır, kumaş gibi materyallerin içine konduğu bir kumaş parçasıdır
Şüberek kelimesinin kazakçadaki anlamlarından biride mendildir,  şibörek yapmak için açılan hamur parçasıda yaklaşık bir mendil büyüklüğündedir.

Gerçekten de şibörek tatar aşları içerisinde kumaşa en çok benzetilebilecek olanıdır, Hele yağı süzdürülüp hafif soğuduktan sonra elinize alıp salladığınız da bir kumaş gibi sallanmalı elinizdeki çibörek, ikiye katlanabilmeli, zaten tatar usulünde çibörek ikiye katladıktan sonra yenir.
Ayrıca şüberekin iyi pişmesi için kumaş inceliğinde açılmasıda gerek, çünkü yağ çekmemesi için çok kızgın yağda onbeş saniye kadar kısa bir zamanda pişmesi gerek, şüberek şuberek inceliğinde açılmalı.


çibörek,çiğbörek daha çok Türkiyedeki telaffuzudur
Romanyada ise şibörek ve şuberek şeklinde telaffuz edilmektedir.

Ayrıca isminin kıpçak dilinde çi kelimesini güzel anlamına geldiğinden ya da
yağa atıldığında şır sesi çıkarmasından dolayı verildiği şeklinde de bazı etimolojik izahlar bulunmakta isede pek inandırıcı görünmüyorlar, en azından şuberek=kumaş açıklaması varken.

Nafiz Gönlüşen

bu arada google a şuberek yazıp arattığımda bulduğum bir videoyu ekliyorum
Romanyadan Yalçın Faik den ŞUBEREK cırı




Son olarak Kırgızcadaki Cüpürek-Capırak (YAPRAK) benzerliğine dikkatinizi çekmek istiyorum

Proto-Türk: * čepürek
Altaic etymology: Altaic etymology Altay etimoloji: Altay etimoloji
Meaning: 1 rag, patch 2 worn, used clothing
Anlamı: 1 bez, yama 2 yıpranmış, kullanılmış giyim
Russian meaning: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда Rus anlam: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда
Old Turkic: čopra (perhaps = čöpre) 2 (OUygh.) Eski Türk: hindistancevizi (belki = čöpre) 2 (OUygh.)
Karakhanid: čöpür-čepür ; čopra ( ~ čübrä) 2 ( MK ) Karahanlı: Çopur-čepür hindistancevizi (~ čübrä) 2 ( MK )
Tatar: čüpräk 1 Tatar: čüpräk 1
Middle Turkic: (OKypch.) čüprek 1 ( Houts. ) Orta Türkçe: (OKypch.) čüprek 1 ( Houts. )
Turkmen: čüprek 'oakum' Türkmen: čüprek 'üstüpü'
Khakassian: sübrek 1 Khakassian: sübrek 1
Shor: šübürek 1 Şor: šübürek 1
Oyrat: čeberek, čibirek 1 Oyrat: čeberek, čibirek 1
Kirghiz: čüpürek, čüpürek-čapɨraq 1 Kırgız: čüpürek, čüpürek-čapɨraq 1
Noghai: šiberek, šüberek 1 Nogay: šiberek, šüberek 1
Bashkir: sepräk 1 Başkır: sepräk 1
Karaim: čiprek, ciprek, čüpräk 1 Karaim: čiprek, ciprek, čüpräk 1
Karakalpak: šüberek 1 Karakalpak: šüberek 1
Kumyk: čüpürek 1 Kumuk: čüpürek 1

Comments: EDT 398, VEWT 118 (confused with *čöp 'dirt'), Аникин 677. Yorum: EDT 398, VEWT 118 (ile karıştırılmamalıdır * Çöp 'kir'), Аникин 677. Perhaps (as suggested in EDT 398) connected with Karakh. Belki Karakh ile bağlı (önerilen EDT 398). ( MK ) čöpür 'goat's hair', Chag., Turkm. ( MK ) Çopur 'keçi saç/kıl', Chag, Turkm. čöpür id. Çopur id.

16 Haziran 2009 Salı

Tatar yemekleri sergisi


Bulgaristan 2008 tebreşinden
solda cantık, üstte çibörek, altta köbete, sağda börek

Altta Bulgaristan dobriç curtluk köyü 2009 tebreşi tatar yemeklerinden örnekler


alt sırada sağdan sola cevay cantık, cevay cantık, kalakay, kobete, kobete
üst sıra sağdan sola peş lokum, okunamadı

14 Haziran 2009 Pazar

KOBETE kelimesinin etimolojisi hakkında düşünceler

 
Kobetenin dilbilimsel kökeni olarak iki görüşle karşılaştım şimdiye kadar, 
Kobaymak : gösteriş yaparak şişinmek kelimesinden geliyor
Kopteş : göbekli kelimesinden geliyor
kop et çok et ile açıklamaya çalışanlar da var
Ancak bu etimolojik bağlamlardan çok daha akılcı ve anlamlı görünen KABAT kelimesinin KOBETE kelimesinin kökeni olduğunu düşünüyorum.

“KABAT” sözcüğü  KAT,KATMAN anlamına gelmektedir.

KABAT kelimesinin başka lehçelerdeki şekilleri ve anlamlarına bakalım
QABAT: defa, kere, kez, yeniden, tekrar, kat (Tatatrca)
QABAT: kez, sefer, beraber, birlikte, katman (kzk)
QABATTAV: Birbiri üzerine koymak, kıvırmak, ikiye katlamak (kzk)
EQI KABAT: hamile, gebe (Kazakça)
QOS QABAT: iki kat, çift kat (Kzk)
KABAT/KAVAT: kat (kırgızca)

Nogaycada kullanım şekilleri
Kаbаt, kаbаt-kаbаt, kаbаtlаw,  kаbаtlаndıruw, kаbаtlаnuw, kаbаtlı, kаbаtsız
üşkаbаtlı üy
аstkı kаbаtın аluw
eki kаbаt etip kаytаruw
kаbаt-kаbаt söylеp
eki kаbаtlа

Ngy. Toğız qabat torqadan Toqlışaqtın terisi artıq.

Ngy:   Yetimnin qarnı yetik qabat. İÇ33
Kzk:   Jetimnin qursağı jeti qabat. Zİ 295
Krm:   Öksiznin qarnı doqızdır. NB302

Ayrıca Kuban Nogaylarında katmanlı olarak yapılan ekmeğe KABAT ÖTPEK denilmektedir.

Nogay, Kırgız, Kazak lehçelerinde KABAT-KAVAT-QABAT şeklinde söylenebilen kelimenin “KOBETe” şekline de dönüşebileceği açıktır.
Qabat kelimesi söylenirken zaten q harfi tatarcada gırtlağın gerisinden oldukça kalın söylenir ki ilk a harfinin yuvarlaklaşıp o ya dönüşümüne yol açabilir,
Yine en sondaki T harfi oldukça ince söylenir ki bu da ikinci a harfinin e harfine dönüştürebilir.

Kazak tarihinde NOGAYLI DEVRİ-NOGAYLI ZAMANI denilen bir devirde Kazaklar Nogayların içinde yer alıyorlardı, Bilahare Nogaylardan ayrılan gurup, ayrılıp giden anlamında Kazak olarak adlandırıldı. Kazakçada KATLAMA=KABATTAW şeklinde ifade edilir, KATMANLI=KABATTI şeklinde ifade edilir, KABATTI / KABATTAW=KOBETE dönüşümüyle o dönemden kalma bir adlandırmada olabilir.

Nafiz GÖNLÜŞEN

Çiböreğin etimolojisi hakkındaki yazımız için tıklayın

12 Haziran 2009 Cuma

ÇİĞBÖREK Mİ? ETİMOLOJİSİ - DİL BİLİMSEL KÖKENİ NEDİR?

Öncelikle var olan tezleri inceleyelim.
  • 1-Çİ BÖREK: güzel börek demektir diye başlayan yaygın bir efsane var, Bu efsane Kıpçakçada çi güzel demektir diye başlıyor, ancak ben çi kelimesinin güzel demek olduğunu hiç duymadım, işitmedim. özellikle sordum soruşturdum, atalarından duyanı bilenide görmedim.aşağıda adresini vereceğim Kuman-Kıpçak sözlüğü başta kodeks kumanikus olmak üzere tam 8 kıpçak sözlüğü ve gramer kitabından alıntılanmış üzerine kıpçakça yazılmış 9 kitaptaki kelimeler eklenmiş hiç bir yerinde Çİ = güzel eşitliğini bulamıyoruz. 
Bu bir efsaneydi bu sözlük bu efsaneyi bitiriyor.sözlüğün adresi bu, bir tarih hazinesi, 17 kitap hemen hemen her biri bir başka ülkenin kütüphanesinde bulunmuş, okunmuş, incelenmiş, süzülmüş bize sunulmuş, incelediğinizde tatarcamızın, nogaycamızın köklerini bulacaksınız. 

  • 2- ÇİĞ BÖREK: içi çiğden konduğu için ÇİĞBÖREK denmiştir şeklinde başlayan bir açıklama yapılıyor, hangi böreğin, yemeğin eti, içi çiğden konulmuyor? tam bir saçmalık, Asıl içinin kavrularak konulmasıdır sıradışı olan, kavrulmuş börek diye bir böreğimiz olsaydı içinin kavrulması nedeniyle sıradışı olduğu için anlamlı olabilirdi, Zaten kavurmaböreğin isminin bu yüzden kavurmabörek olduğunu düşünüyorum, Çünkü diğer tüm hamurişlerimiz çiğden yapılır (çok katlılığı yüzünden görece kalın olan ve farklı içler konulabilen köbeteyi zaten ayrı bir kategoriye almak gerekiyor)
Ayrıca ÇİĞBÖREK şeklindeki telaffuz Türkiyeye hastır, Türkçe anlamlandırma güdüsü ile ortaya çıkmış bir şekildir, Türkçenin ağırlığı hissedilmeyen Romanyada örneğin ŞUBEREK şeklinde telaffuz edilir ki, Ne çiğden eser vardır, ne börekten. Özellikle tat bölgesinde Türkiye türkçesinin baskılaması çokça hissedilmesine rağmen Kırımda bile çuberek telaffuzu yaygın olarak kullanılıyor.
Kavurma börek hariç tüm böreklerin içinin zaten çiğ olması ve telaffuzun Türkiyeye has olması da bu ikinci tezi çürütüyor.
  • 3- ŞIR BÖREK: Genellikle kafkasya orjinli Nogaylarının kullandığı telaffuz şeklidir, Mantıklı bir açıklamadır, Ses taklidine dayanan bir orjinle açıklanır, çibörek yağa atıldığında çıkan sesi baz alır, A ncak bu şekilde Tatar-Nogay dilinin gerçekleri ile uyuşumlu değil, çünkü dilimizde R harfi düşmez, tam tersine R harfi birazda üstüne basıla basıla sert bir şekilde telaffuz edilir, Şirbörek olsa şirbörek olarak kalırdı, hiç bir şivede R harfi düşmezdi, 
Dilimzdeki R harfinin düşmemesi gerçeği ve diğer şivelerdeki telaffuz şekli bu tezi de çürütüyor.
(NOT: ses taklidi olayının şırböreki açıklayamasada şırbörekin karaim ve kırımçaklardaki isimi olan ÇIRÇIR kelimesini açıklayabileceğini göz ardı etmemek gerek)


  • Bu üç tezi inceledikten sonra sözünü ettiğim kıpçak sözlüğüne baktığımızda 54. sayfasında ÇUBEREK(ŞUBEREK) telaffuzunu çok yakın şekliyle buluyoruz.çüprek (I) Bez. paçavra (Gİ. KF. MS)çiprek. çöpreg, çöprek (I),çüprek (II) Elbise, hırka (Kt, TA)cübrek, çübrek. çöprek (El) 
 4- ŞUBEREK, ÇUBEREK, ÇİBEREK, ŞİBEREK
  • NOGAY ATASÖZÜ: Avızı şüberek bolsa, köpten tozgan bolar edi - Ağzı kumaş olsa, çoktan eskimişti
  • KAZAK ATASÖZÜAdam körki şuberek, Agaş körki japırag - Adamın güzelliği kumaş, Ağacın güzelliği yaprak
  • Kazakçadan kullanış örnekleri:  Bazardan jartı kez kızıl şuberek satıb aldım - pazardan yarım kulaç kızıl kumaş satınaldım, Şüberek-ke tüyüw “kumaşla sarmak”, agaşka şuberek ilmek - ağaca kumaş bağlamak
  • şuberek örneklerden de anlaşıldığı gibi kumaş, bez, ipek gibi manalara gelmektedir yine bir kazakça yazıda muska yapılırken ayetlerin yazıldığı kağıdın katlanıp "şuberek" yani kumaş ile kaplandığı anlatılıyorbizim şuberek veya şibörek de kıyma çok ince açılmış hamur ile kaplanmakta
  • Bir manav çiböreğine göre gerçektende tatar çiböreği kumaş kadar incedir, çiböreği çibörek yapan özelliklerden birisi de kumaş gibi ince açılmasıdır.
  • İhtimalen Şırbörek, Şuberek, Çiberek, Çuberek, Çiborek, şibörek gibi isimlerle anılan aşımız "ince kumaş" gibi bir anlamdan türemiş olabilir,Ve bu tarz kullanım şuberek kelimesinin kumaş anlamını zaman içinde kullanımdan kaldırmış olabilir
  • Bohça kelimesinin poğaçaya dönüşmesi bu tür bir isimlendirmenin olabileceğinin dilde yaşayan şahididir.Bohça bilindiği gibi elbise, çamaşır, kumaş gibi materyallerin içine konduğu bir kumaş parçasıdır, Sarma kelimeside bu çerçevede düşünülebilir, Şüberek kelimesinin kazakçadaki anlamlarından biride mendildir,  şibörek yapmak için açılan hamur parçasıda yaklaşık bir mendil büyüklüğündedir.
  • Gerçekten de şibörek tatar aşları içerisinde kumaşa en çok benzetilebilecek olanıdır, Hele yağı süzdürülüp hafif soğuduktan sonra elinize alıp salladığınız da bir kumaş gibi sallanmalı elinizdeki çibörek, ikiye katlanabilmeli, zaten tatar usulünde çibörek ikiye katladıktan sonra yenir.Ayrıca şüberekin iyi pişmesi için kumaş inceliğinde açılmasıda gerek, çünkü yağ çekmemesi için çok kızgın yağda onbeş saniye kadar kısa bir zamanda pişmesi gerek, şüberek şuberek inceliğinde açılmalı.
  • çibörek,çiğbörek daha çok Türkiyedeki telaffuzudur Romanyada ise şibörek ve şuberek şeklinde telaffuz edilmektedir.
  • şuberek(çuberek)(çiprek. çöpreg, çöprek, cübrek, çübrek) =kumaş açıklaması varken sözünü ettiğim diğer 3 etimolojik izah pek inandırıcı gözükmüyor.
  • Bu konudaki bizim tezimiz de budur
  • Nafiz Gönlüşen

  • bu arada google şuberek - çuberek - çüberek yazıp arattığınızda Romanya ve Kırımdan sayfalara ulaşabilirsiniz.
  • Türkçede ki ÇÖREK kelimeside ÇÜBEREK - ÇUWEREK - ÇÖVREK - ÇÖREK gibi bir gelişim izlediğini de düşünebiliriz. 
  • http://tataryemekleri.blogspot.com.tr/2011/11/suberek-cuberek-ciberek-ciborek.htmladresinde bu konuda ilginç bir yazı bulacaksınız.
  • Son olarak Kırgızcadaki Cüpürek-Capırak (YAPRAK) benzerliğine dikkatinizi çekmek istiyorum.
  • Proto-Türk: * čepürekAltaic etymology: Altaic etymology Altay etimoloji: Altay etimolojiMeaning: 1 rag, patch 2 worn, used clothingAnlamı: 1 bez, yama 2 yıpranmış, kullanılmış giyimRussian meaning: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда Rus anlam: 1 тряпка, лохмотья 2 изношенная одежда
1 Eski Türk: hindistancevizi (belki = čöpre) 2 (OUygh.) Karahanlı: Çopur-čepür hindistancevizi (~ čübrä) 2 ( MK ) 1 Tatar: čüpräk 1Orta Türkçe: (OKypch.) čüprek 1 ( Houts. )Turkmen: čüprek 'oakum' Türkmen: čüprek 'üstüpü' 1 Khakassian: sübrek 1 Şor: šübürek 1Oyrat: čeberek, čibirek  1Kirghiz: čüpürek, čüpürek-čapɨraq  1 Nogay: šiberek, šüberek 1 Başkır: sepräk 1 Karaim: čiprek, ciprek, čüpräk  1 Karakalpak: šüberek  1 Kumuk: čüpürek 

Comments: EDT 398, VEWT 118 (confused with *čöp 'dirt'), Аникин 677. Yorum: EDT 398, VEWT 118 (ile karıştırılmamalıdır * Çöp 'kir'), Аникин 677. Perhaps (as suggested in EDT 398) connected with Karakh. Belki Karakh ile bağlı (önerilen EDT 398). ( MK ) čöpür 'goat's hair', Chag., Turkm. ( MK ) Çopur 'keçi saç/kıl', Chag, Turkm. čöpür id. Çopur id.

Nafiz GÖNLÜŞEN

26 Şubat 2009 Perşembe

ÇİBÖREK DESTANI (LİNKLİ)

ÇİBÖREK DESTANI


 Not: Resim alıntıdır, Bu güzelliği görünce dayanamadım, zaten 7 çiböreği birden pişerken resimleme şansın yok, işte ŞİBÖREK budur,
Not: şiirdeki yemek isimlerine tıklayarak tariflerine ulaşabilirsiniz

ÇİBÖREK DESTANI
İSMAİL OTAR

Ataydan kalgan bizge: Etli, maylı, kamuraş.
Atadan kalmış bize etli yağlı hamuraşı
Köbetemen katlama, lakşa, cantık, tataraş,
KOBETE  ile KATLAMA , LAKŞA, CANTIK, TATARAŞ
Sarıburma, kalakay, kavurma börek, ummaç,
SARBURMA, KALAKAY, KAVURMA BÖREK,UVMAŞ
Şilter, salma, irimçik, tabak börek, bazlamaç,
ŞİLTER, SALMA, ekşimik, TABAKBÖREK, PAZLAMA
Kurma cemiş, kesmeçe, ögüz börek, kıygaça...
Saysan pitiralmazsın, adlarını yıllarca!...
Saysan bitiremezsin adlarını yıllarca
En başında bularnın kele kutlu çibörek!...
Yüzyıllardan bu yana bunlarla sertleşmiş kemik
Miyimizge işlegen, kündük buman kesilgen,
Beynimize işlemiş, göbek bunla kesilmiş
Kan bularman koyurgan, hep bularman ösülgen...
Kan bunlarla koyulmuş, hep bunlarla büyünmüş
Bıydaynı biz tapkanmız; Kamuraş baş aşımız.
Buğdayı biz bulmuşuz, hamuraşı baş yemeğimiz
Aşagansayın bonu, ösetura yaşımız;
Yedikten sonra bunu büyür gençlerimiz
Bala, çaga, kalkımız sağlam, akıllı bola,
Çoluk çocuk, halkımız sağlam akıllı olur
Ne iş körse boldurmay, gene de küçlü kala.
Ne iş görse yapamaz genede güçlü kalır
Kayaktan kelse balam bir çibörek kokusu,
Nereden gelse oğlum bir çibörek kokusu
Uyaklarda yaşaydır bir Kırım korantası.
O yanlarda yaşıyordur bir kırım ailesi
(Kırımlı) man (çibörek) ayrılmay birbirinden;
Kırımlı ile çibörek ayrılmıyor birbirinden
Kırımlılıktan çıka ayrılsa çibörekten.
Kırımlılıktan çıkar ayrılırsa çibörekten
Kaysı kız bilmiy bolsa çibörek yasamaga.
Hangi kız bilmiyorsa çibörek yapmayı
Soramaylar, almaylar anaylar caşlarına.
Sormazlar,almazlar anneler delikanlılarına
Keçse çibörek sözü,köz u yakka aylanır,
Geçse çibörek sözü göz o yana döner
Kursak çalışabaşlar, avuz suyu çıbırır.
Mide çalışmaya başlar ağız suyu akar

Çibörek pişirmege keldi ya endi sıra:
Çibörek pişirmeye geldi ya artık sıra
Aşkanada cayuvnu cay konanın astına;
Mutfakta yaygıyı yay yastağacın altına
Un, suv, tuzunu karıştır, ölçülü bas kamurnu,
Un, su, tuzunu karıştır, ölçülü bas hamuru
Kulak memesi dayın bolmalı cımşaklığı.
Kulak memesi gibi olmalı yumuşaklığı
Kesmeçe, kıygacaday bolmaz açtılgan undan
Kesmece, kıygaşa gibi olmaz mayalı undan
Katlama, şilterdayın açıtılmagan undan.
Katlama, şilter gibi mayalanmamış undan
Yasalır hep çibörek. Bala cumurtugunday
Yapılır hep çibörek, çocuk yumruğu gibi
Ya kaz cumurtkasınday kamurlarnı kesekoy;
Veya kaz yumurtası gibi hamurları kesiver
Unga bula, konaga un serp te cabışmasın.
Una bula, yastağaca un serp te yapışmasın
Al koluna oklavnı, tögerek aç her birin.
Al eline oklavayı, yuvarlak aç her birisini
En bir süyem bolmalı, kalınlık koy terisi,
Eni bir sele(küçükkarış) olmalı, kalınlığı koyun derisi
İnce bolsa teşilir, kalın bolsa kalır çiy.
İnce olursa delinir, kalın olursa kalır çiğ
Bolsun eki kapımlık, yasalmalı kiçkene.
Olsun iki yutumluk, yapılmalı küçücük
Alayının boyu da uymalı birbirine.
Hepsinin boyu da uymalı birbirine

Etin bolmasın balam, arık, semiz, çandırdan,
Etin olmasın oğlum, zayıf,şişman, çandırdan
Bolsun süt danasından, az maylı boş büyürden.
Olsun süt danasından, az yağlı boş böğürden
Sölü hiç alınmagan, cangı kıygan kıymanı.
Suyu hiç akmamış yeni kıyılmış kıymayı
Karıştır tuz bübermen, unutma bol sogannı.
Karıştır tuz biber ile unutma bol soğanı
Al bir kaşık kıymadan, sal kamurnun içine;
Al bir kaşık kıymadan, koy hamurun içine
Yarımayday ettirip cap yarısın üstüne...
Yarım ay gibi yapıp kapat yarısını üstüne
Bir ekiçik nasip sal, capkan çetin kes, bastır.
Bir ikicik nasip koy, kapattığın tarafı kes bastır
Çoyun kazan içinde ocakta may da azır
Çöven kazan içinde ocakta, yağda hazır
Mayın kaynak bolmalı; eksik bolmasın sakın
Mayın kaynak olmlı,eksik olmasın sakın
Eki yüz dereceden. Avur bolur son aşın.
İkiyüz dereceden, ağır olur yoksa aşın
İlk pişkenni sen aşa, maynı sık sık deniştir;
İlk pişeni sen ye, yağını sık sık değiştir
Son pişkenge karama; başkasına avuştur.
Son pişene bakma, başkasına yollayıver
May kokusu da üyge cayılmasın dep aytsan,
Yağ kokusu da eve yayılmasın dersen
Aruv çeksin çagarak, tıkanmazsın kokudan.
İyi çeksin bacak tıkanmazsın kokudan
Kamurnu al, kazanga sal bir çetten akırtın,
Hamuru al, kazana koy bir yandan ağırca
Şır şır etip şırıldap pişebaşlar kamurun.
Şır şır yapıp şırıldayıp pişmeye başlar hamurun
Bir ekilep köbdürüp kaynat. biraz üyrülsün,
Bir ikileyip köpürtüp kaynat biraz üyrülsün
Kızarganda tap sonu mına pişti baş aşın.
Kızardığında ta sonu işte pişti baş yemeğin
Şilter, uklum, salmaday çıgarılmaz çolpuman,
Şilter,lokum, salma gibi çıkarılmaz kepçe ile
Kaşık ya da maşaman almalısın kazandan.
Kaşık yayda maşa ile almalısın kazandan
Üy savutnun içine, sal tögerek konaga,
Yığ kabın içine, koy yuvarlak yastağaca
Körünmesin üyümden kim otursa aldına.
Görünmesin yığımdan kim otursa önüne
Toplaşsın korantamız endi kona başına,
Toplaşsın ailemiz artık sofra başına
Son, sıraman otursun, herkes karap yaşına.
Sonra sıra ile otursun herkes bakıp yaşına
(Pismillâ!) dep başlasa kartımız aşamaga,
Bismillah deyip başlasa yaşlımız yemeye
Başlar alay kollar da savutka uzanmaga;
Başlar bütün eller de kaba uzanmaya
Kimse bir şiy konuşmaz, ortaga bir lap aytmaz;
Kimse bir şey konuşmaz, ortaya bir laf söylemez
Bir kol kalabalığı körünür, hiç toktamaz,
Bir kol kalabalığı görünür, hiç durmaz
Avuzlarman savutnun arasında katalar,
Ağızlar ile kabın arasında katalar
Kol işler, avuz oynar, tamaklar da cutarlar,
El işler, ağız oynar damaklar da yutarlar
Sorpasını çıbırtmay ekiçik tür, bir katla;
Suyunu akıtmadan ikiye dür, bir katla
Cıllı cıllı aşayber, çatal pıçak kullanma:
Sıcak sıcak yiyiver, çatal bıçak kullanma
Birin calma, birin cut, birin kolda azır tut;
Birini çiğne, birini yut birini elde hazır tut
Tirkelsin artlartından, hiç toktamay çayna, cut.
Tirkelsin artlarından, hiç durmadan çiğne yut
Cıyrık bolsan toymazsın, aç turarsın sopradan.
Çekinik olursan doyamazsın, aç kalkarsın sofradan
Tapkanda aşa balam, peşman bolma sonradan.
Bulduğunda ye oğlum, pişman olma sonradan
Kertme turşusu, katık ya cazmaman tokmakla;
Ahlat turşusu, yoğurt veya ayran ile tokmakla
Art artına aşeyber, kursak algaçı aşa.
Ardı ardına yiyiver, kursak alana kadar ye
Kasta bolsan toktama sakın tokuzlamadan;
Hasta ise durma sakın dokuzlamadan
Avursunur son rızkın, tabalmazsın kıdırsan.
Ağırlaşır sonra rızkın, bulamazsın arasan
Tokuzdan son açılır, sav ekende, iştahın,
Dokuzdan sonra açılır, sağ iken iştahın
Aşa balam, aşayber, yatışkanda aşavın,
Ye oğlum, yiyiver, yatıştığında açlığın
Tirnekle gene aşa, oga naz etilir mi?
Tirnekle gene ye, ona naz edilirmi
Okşıgaçı aşayber, oga hiç toyulur mu?
Okşıgaçı yiyiver, ona hiç doyulurmu
Eger bilmek istesen negadar aşaganın,
Eğer bilmek istersen ne kadar yediğini
Her çibörek alganda kopar sakla kenarın,
Her çiğbörek aldığında kopar sakla kenarını
(Aşamayman köp) desen alıp alıp sayarsın
Yemiyorum çok desen alıp alıp sayarsın
Katındaki kırslarsa bo belegini senin,
Yanındaki çalarsa bu belgiliğini senin
Kayt anbaştan başlarsın kenardan koparmaga.
Dön enbaştan başlarsın kenardan koparmaya
Köbdeşlenir kursagın, yaklaşkanda kırıkka
Çoksar karnın yaklaştığında kırka
Tolasımak gerekir. Bundan artık aşasan
Tolasımak gerekir bundan fazla yersen
Belki bastırık kelir, belki cemlersin yarın.
Belki karabasan gelir, belki amelsin yarın
Ne zarar bolaken şo, beş on fazla aşalsa.
Ne zararı oluyormuş ki, beş on fazla yenilse
Zaten şehit sayıla çibörekten kim ölse;
Zaten şehit sayılıyor çibörekten kim ölse
Yarlıkanır günahı, ogratılmaz sıratka,
Affedilir günahı, uğratılmaz sırata
Ciberilmez tamuga, keter dogru uçmakka.
Gönderilmez cehenneme, gider doğru cennete
Arada aytar anay:-"Nasip saldım sizlerge.
Arada der anne:- “nasip saldım sizlere”
Üylenecek demektir; çıksa üzüm kızlarga;
Evlenecek demektir, çıksa üzüm kızlara
Zeytin çıksa caşlarga işi aruv bolacak;
Zeytin çıksa gençlere işi iyi olacak
Ekevi kimge çıksa, o Kırımga kaytacak."
İkisibirden kime çıksa o kırıma geridönecek
Negadar aşalsa da kolayca sinirilir;
Ne kadar yense de kolayca sindirilir
Keçenin bir vaktında açlıktan uyanılır.
Gecenin bir vaktinde açlıktan uyanılır
Toygandanson bir aruv, buyukur, kalgır insan,
Doyduktan sonra bir iyice, buyukur, kalgır insan
Bir çırımçık ay balam, ne tatlı bolur bilsen...
Bir yarımcık ay oğlum, ne tatlı olur bilsen
Canga can kata diyler, aruv bolsa çibörek;
Cana can katar derler, iyi olsa çibörek
Rahat yuklana diyler, kursak tolsa çibörek...
Rahat uyunur derler, karın dolsa çibörek
Başka aşday tuvuldur, aşaganga tam cugar,
Başka yemekler gibi değildir, yiyene tam cukar
Tez öser aşaganlar, birden canlılık tuyar.
Tez büyür yiyenler, birden canlılık duyar
Çibörekmen kim össe, kastalık neken bilmez;
Çibörekle kim büyüse, hastalık neymiş bilmez
Ülser, kanser, veremden, taşikardiden ölmez.
Ülser, kanser, veremden, taşikardien ölmez
Aytuvlu doktur aytkan, tansiyonlu bir kartka:
Aytuvlu doktor demiş, tansiyonlu bir yaşlıya
- Babay, başka çare yok, çibörek kerek saga!...
Baba başka çare yok, çibörek lazım sana
Karnın avursa balam, pırasaman kabaktan,
Karnın ağrırsa oğlum, pırasayla kabaktan
Zitin maylı aşlardan, pasulya, ıspanaktan,
Zeytin yağlı yiyeceklerden, fasulye, ıspanaktan
Savurun küyse kadam, kirevizden, büberden,
Savurun yansa kardeşim, kerevizden, büberden
Havuçtan, patlıcandan, pazı, karnıbahardan;
Havuçtan,patlıcandan, pazı, karnıbahardan
Başın avursa ya da kelse avur bir sancı,
Başın ağrısa ya da gelse ağır bir sancı
Dakikasında keser, çibörektir ilâcı..
Dakikasında keser çibörektir ilacı
Bolsa eger soprada birkaç tane çibörek,
Olsa eğer sofrada birkaç tane çibörek
Her bir dertke devadır, başka ilâç ne kerek..
Her bir derde devadır, başka ilaç ne gerek

Baharda, cıllı cazda, küzde ya kattı kışta,
Baharda, sıcak yazda, güzde yada sert kışta
Erte carık, üylede, akşam vaktında aşta,
Sabaherken, öğlede, aşkım vaktinde yemekte
Arman başlap pitkende, üyde, toyda ya colda
Harman başlayıp bittiğinde, evde, düğünde yada yolda
Men onsuz etalmayman, çiböregim hep kolda.
Ben onsuz edemiyorum, çiböreğim hep elde
İptarlarda, temçitte bol çibörek aşasan
İftarlarda, sahurda bol çibörek yersen
Raat eter kursagın, makbul bolur orazan.
Rahat eder karnın, makbul olur ramazanın
Er bir yerde, er vakıt aruv keter çibörek,
Her bir yerde, her vakit iyi gider çibörek
Protein, kalori, gıdası bol mubarek..
Protein, kalori, gıdası bol mübarek
Çaş kelinge çibörek, çaş kiyevge çibörek;
Genç geline çibörek, genç damata çibörek
Savlık, huzur bolsun dep kart, sabiyge çibörek.
Sağlık, huzur olsun deyip yaşlıya, çocuğa çibörek
Tez tüzelir zavallı, ber çibörek loksaga.
Çabucak düzelir zavallı, ver çibörek lohusaya
Saglam bolur müçesi, kırkı tolgan balaga
Sağlam olur müçesi, kırkı dolan çocuğa

Biraz kuyruk suvurttur, biraz da çibörek ber.
Biraz kuyruk suvurttur, biraz da çibörek ver
Bir yaşında balanı kes sütten kızım yeter;
Bir yaşında çocuğu kes sütten kızım yeter
Başka bir aş tüşünme, çibörek birkaç tane...
Başka bir aş düşünme, çibörek birkaç tane
Okugan, çalışkanga anavdan ber sen gene.
Okuyan, çalışana ondan ver sen yine
Cavnı bek tez öttürsun, askerlerge çibörek,
Düşmanı pek çabuk öldürsün, askerlere çibörek
Ber köp yıllar yaşasın, kart, kartiyge çibörek...
Ber çok yıllar yaşasın, yaşlıya, nineye çibörek
Közü cumdurulganda, bir Kırımlı kişige,
Gözü yumdurulduğunda, bir kırımlı kişiye
Toktatılmadan ketsin, tez barsın dep cennetke
Durdurulmadan gitsin, tez varsın diye cennete
Zemzem suvuman birge çibörek sorpasından.
Zemzem suyuyla beraber çibörek suyundan
Tamgızırsın avzına; çibörek koklatırsın.
Damlatılsın ağzına, çibörek koklatırsın
Çekmesin dep sıkıntı Kırımlılar uçmakta
Çekmesin diye sıkıntı kırımlılar cennette
Huriler taşıy eken bol çibörek aldına...
Melekler taşıyorlar imiş bol çibörek önüne

Otar Köyde, Kırımda aşasam bir çibörek,
Otar köyünde, kırımda yesem bir çibörek
Tostakanman cazmanı köstergede diy çürek:
Ahlat turşusu ile ayranı gösterse diyor yürek
Ak duvagın (Çatır Tav) birkün elbet cabınır,
Ak duvağın çadırdağı bir gün elbet örtülür
Bir balaban toy yasap öz halkıman üylenir.
Bir büyük düğün yapıp öz halkı ile evlenir
Dare urar (Tokuz) nu, çalınır (Koş Keldiniz!)
Def vurur dokuzu, çalınır hoş geldiniz
(Hannın Sopra Avası), (Borlu) hem (Karadeniz),
Hanın sofra havası, borlu ve karadeniz
(Avur Hava), (Kaytarma), (Beyim Odaman), (Çoban),
Ağırhava, kaytarma, beyim odaman, çoban
(Ant Etkemen) den son kelecektir (Aktaban),
Ant etkemen den sonra gelecektir aktaban
(Atımın Başı) aylanır Türkelleri betine,
Atımın başı dolanır türkelleri yüzüne
Tutsak Türklük kurtulur, düşman erer sırrıma!...
Tutsak Türklük kurtulur, düşman erer sırrıma
Celpiriy körsem kökte Türk Birliği bayragın,
Yellendiğini görsem gökte türk birliği bayrağını
(Yaşav endi yeter!) dep kaz mezarcı topragım!...
Yaşamak artık yeter deyip kaz mezarcı toprağımı

Şükür Elamdülillâ! Çibörekni aşadık.
Şükür elhamdulillah, çiböreği yedik
Savlıkman bir kün tâ üyümüzde yaşadık.
Sağlıkla bir gün daha evimizde yaşadık
Râmet bolsun canına, bonu ilik tapkannın.
Rahmet olsun ruhuna, bunu ilk bulanın
Tanrım dert körsetmesin, koluna, pişirgennin,
Tanrım dert göstermesin, eline pişirenin
Avzuna aşagannın. Sen ber bizge köp bala;
Ağzına yiyenin, sen ver bize çok çocuk
Körgensayın olarnı, Kırımnı unutturma!
Görmüşgibi onları, kırımı unutturma
Asretlerge acı da sagıngannı kavuştur,
Hasretçekenlere acı da özleyeni kavuştur
Cavlarga kün körsetme, kardaşını tez körüştür.
Düşmanlara gün gösterme, kardeşi tez görüştür
Sen bizlerge her vakit bunday aşav kısmet et!
Sen bizlere her zaman böyle yeme kısmet et
Alay halkımızga da toplu yaşav kısmet et!
Tüm halkımıza da toplu yaşam kısmet et
Bizni ayırma rabbim, yurttan hem çibörekten,
Bizi ayırma rabbim, yurttan ve çibörekten
Kısmetimizni kesme bir vakıt mubarekten!..
Kısmetimizi kesme bir vakit bile mübarekten

İsmail Otar (1 Ekim 1911, Bursa - 28 Ekim 2005, İstanbul), Kırım Tatar yazar.Babası Ali Otar 1880 yılında Bahçesaray Otarköy’de doğdu. Annesi Emine Otar Bahçesaraylı olan ve 1880'lerin başında Akmescid’e göçen Mustafa’nın kızı olup 1890’da Akmescid’de dünyaya gelmiştir
İlköğrenimini Bursa’da gören Otar 1935 senesinde İstanbul’da Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi’nden mezun olmuştur. Muhasebecilik ve muhasebe uzmanlığı yapmış, meslekî bazı eserler ve birçok makaleler yazmış ve konuşmalar yapmıştır.
İsmail Otar Kırım Millî Davası’nın muhaceretteki önemli isimlerinden biri olarak pek çok önemli çalışmaya imza atmış ve bu yolda eserler vermiştir. Kırım Millî Davası’nda yetişmesinde Cafer Seydahmet Kırımer’in büyük tesiri olmuştur. Emel Kırım Türk Kültürünü Araştırma ve Tanıma Vakfı’nın da kurucu üyesi olan İsmail Otar ilerlemiş yaşına rağmen gayretle eser vermeye devam etmekte ve mücadelesini sürdürmekteydi.
Emel ve Kırım dergilerinde birçok makalesi çıkan Otar, Kırımlı Türk şair ve bilgini Bekir Sıdkı Çobanzade hakkında bir kitap yazmış, Çarlık Hakmiyetinde Kırım Faciası (Dr. Ahmet Özenbaşlı) ve Tevarih-i Tatar Han (Kefeli İbrahim Efendi) gibi kıymetli eserleri günümüz İstanbul Türkçesi'ne aktarmıştır. Şüphesiz, şiirleri arasında “Çibörek” isimli eseri halk tarafından en çok beğenilen ve meşhur olanıdır.

Blog Listem